İİK.’ nun 235. maddesi uyarınca iflas sıra cetveline yönelik itirazların genel mahkemelerde görüleceği-
Şikâyetçi ve şikâyet olunan arasında genel mahkemede görülen alacağın esasına yönelik derdest dava var olup, bu durumda eldeki davanın sonuçlandırılabilmesi için açılmış davanın bekletici mesele yapılarak sonucunun beklenilmesi gerekirken, mahkemece bu beklenilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
6183 sayılı yasanın 21/1. maddesi uyarınca ‘’Üçüncü şahıslar tarafından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerine amme alacağı için de haciz konulursa bu alacağın da hacze iştirak edeceği ve aralarında satış bedelinin garameten taksim olunacağı’’, bu itibarla şikâyet olunan Mal Müdürlüğü’nün haczinin ilk hacze iştirakinde yasaya aykırı bir yön bulunmazken, adı geçene yönelik şikâyetin kabulü ile sıradan çıkartılmasına karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; sıra cetveline konu alacağın para haczine ilişkin olması ve paranın satışının söz konusu olamayacağı nedeniyle haczin İİK.’ nun 106 ve 110. maddelerine göre bir yıllık süre içerisinde düşmeyeceği, şikâyet olunanların hacizlerinin düşmediği, şikâyetçinin haczinin şikâyet edilenlerin haczinden sonra olduğu, dosyanın Yargıtay’ın verdiği tehiri icra nedeniyle Yargıtay’dan dönene kadar durduğu, bu nedenle hacizlerin düşmesinin de söz konusu olamayacağı, sıra cetvelinde herhangi bir usulsüzlüğün bulunmadığı gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Takip borçlusunun davalı şirket ile herhangi bir ticari alışverişinin olmadığı, bu durumda ipoteğin gerçek bir borç ilişkisi için tesis edilmemiş olduğu-
İİK'nın da haczin yenilenmesi ve önceki haczin böylelikle devam etmesi şeklinde bir düzenleme olmadığı, şikayetçinin sonraki tarihli haczinin ilk haczi ayakta tutamayacağı, ilk haczin iki yıllık yasal süre içinde satış istenmemekle düştüğü, sonraki haczin ise ayakta olmakla birlikte şikayet olunanın haczinden sonra konulmuş olması nedeniyle sıra cetvelinde şikayetçiye pay ayrılmamasının yasaya uygun olduğu-
Bankaya yapılan ödemenin, alacak henüz ortada bulunmadığından bonoya bağlanmasının mümkün olmadığı, davalı defterlerinde yapılan inceleme ile faturaların davalı (satıcı-alacaklının) defterlerinde kayıtlı olduğu ancak iki fatura kaydının kapalı olduğu tespit edilmiş olduğundan ve kapalı faturanın ödemeye karine olması ve üstelik alacaklı-davalı defterlerinde de bedelin ödenmiş olarak yer alması karşısında, açık olduğu belirlenen faturanın ise 4.000,00 TL bedelli olması, ileri tanzim tarihli bono düzenlenmesi ve aradaki süre gözönüne alındığında, bu alışveriş karşılığında 80.000,00 TL bono düzenlenmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını, bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği
Şikâyetçi iflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik bir şikâyette bulunmayıp, iflas idaresinin 233. maddesi hükmüne aykırı işlemin iptalini talep ettiğinden ve alacağın esası ile ilgili bir ihtilaf bulunmamakla, görevli mahkemenin İcra Mahkemesi olduğu-
Şikâyetçilerin, alacaklıların işçi alacağı olduğunu ve imtiyazlarının gözetilmediğini ileri sürmekle birlikte, sıra cetvelinde ilk yedi sırada bulunan dosyalardan konulan hacizlerin de düştüğünü itiraz olarak mahkeme önüne getirdikleri,işçi alacaklarına ilişkin imtiyazlar bakımından mahkemenin tespiti doğru ise de şikâyet olunanların hacizlerinin düştüğüne ilişkin itirazlar hakkında değerlendirme yapılmamış olmasının, eksik inceleme niteliğinde olduğu-
Mahkemece şikâyetin kabulü durumunda; sıra cetvelinin iptali ile yeni sıra cetvelinin oluşturulması için icra müdürlüğüne talimat vermekle yetinmesi gerekirken, gerekçe kısmının hüküm bölümünde tekrarlanarak karar oluşturulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-