Bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Mahkemece, şikâyet olunan alacaklının icra dosyasında ödeme emri tebliğ edilmeden ve takip kesinleşmeden haciz ihbarnamesi yolladığı hususunun mahkeme kararıyla sabit olduğu, haczin konulduğu tarihte henüz takibin kesinleşmemesi nedeniyle davacının alacağının birinci sırada yer alması gerektiği gerekçesiyle, şikâyetin kabulüne karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İtirazın, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, yalnız sıraya ilişkinse icra mahkemesinde ileri sürülmesinin gerekeceği-
Mahkemece, şikâyetçinin takibi nedeniyle bedeli paylaşma konusu taşınmazların 2010 yılında haczedilmesine rağmen, şikâyet olunan vergi dairesince 2006 yılında haciz konulduğu, satım bedelinin alacağı karşılamaması nedeniyle 6183 sayılı Kanun’un 69. maddesi uyarınca satış bedelinin ilk haczi uygulayan kamu idaresine ödenmesinde yasaya aykırı bir yön olmaması nedeniyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, dava dışı borçlunun taşınmazı üzerine sıra cetvelinin yapıldığı takip dosyasından alacaklı banka tarafından... tarihinde haciz konulduğu, 6183 sayılı kanunun 21. maddesi uyarınca vergi dairesi ve SGK.’ nın ilk haciz sahibi bankanın haczine iştirak etmeleri ve satış bedelinin bu üç alacaklı arasında garameten bölüştürülmesi gerektiği, sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, dava dışı borçluya ait konut üzerine banka tarafından ipotek tesis edildiği, borç ödenmediğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, borçluya ait konutun ihale bedelinden ipotek alacağı ödendikten sonra kalan paranın AATUHK.’ nun 69. maddesince haczi daha eski tarihli olan vergi dairesine ödenmesi, para arttığı takdirde SGK.’ ya ödenmesi gerektiği halde garameten taksimin hatalı olduğu gerekçesiyle, şikâyetin kabulüne kalan paranın öncelikle vergi dairesinin alacağını karşılaması için sıra cetvelinin bu kısım yönünden iptaline karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Yapılan ihale hakkında ihalenin feshi davasının açılmış olması halinde, alacaklıların ihalenin kesinleştiği tarih itibariyle alacaklarına sıra cetvelinde yer verilmesi gerekeceği-
Sermaye borcunun iflas masasına alacak olarak kaydettirilemeyeceği-
Mahkemece, davalı şirketin alacak kayıt başvurusuna ilişkin banka dekontunda paranın müflis şirkete borç olarak gönderildiğine ilişkin bir kaydın olmadığından alacağın gerçek bir alacak olmadığı ve davalı iflas idaresine husumet yöneltilmeyeceği-
Temyiz dilekçesinin verilme usulü HMUK’nun 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre harca tabi ise temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olmasının gerekeceği, şikâyet olunan tarafından bu işlemlerin yapılmadığı, sadece temyiz dilekçesinin hâkime havale edilmesi ile yetinildiği, bu durumda temyiz isteminin usulden reddinin gerekeceği-