Taşınmazdaki pay durumunu ve ölen kişinin paydaşlığını bilen ve biraz özen göstermeleri halinde kayıt malikinin ölümünden on ay sonra geçersiz vekaletnameyle yapılan pay temlikine dair işlemleri öğrenebilecek durumda bulunan kimselerin MK’nun 1023. maddesinde belirtilen koruyuculuktan yararlanamayacakları–
Ancak iyiniyetli kişilerin MK. 1023 hükmünden yararlanabilecekleri–
Tapu sicilindeki kayda güvenerek bir taşınmazı iyiniyetle mal edinen kişinin iktisabı geçerliyse de, tescilin yolsuzluğunu bilen ya da konumu gereği bilmesi gereken üçüncü kişinin, yapılan tescil istemine dayanamayacağı, böyle bir tescil istemi varsa, hakkı zedelenen kimsenin tescilin yolsuzluğunu, iyiniyetli olmayan üçüncü kişiye karşı ileri sürebileceği–
Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında kötüniyet iddiasının def’i değil itiraz olduğu, her zaman ileri sürülebileceği ve mahkeme tarafından re’sen araştırılması gerekeceği–
Davacılar ile davalı şirketin satıcıları arasında dava konusu olan ve tapu kaydında mevcut tedbir kararının kaldırıldığı yazılı bulunan taşınmaz hakkında tapu kütüğündeki bilgilerden hareketle araştırma yapılmadan TMK.nun 3/2.maddesi anlamında gerekli dikkat ve özen gösterilmeden nitelikleri itibariyle çok kıymetli olan böyle bir taşınmaz yüksek bir bedel ödeyerek ve önemli bir risk yüklenerek satın ve devralmış olması karşısında davalının iyi niyetli olduğunun kabulünün mümkün görülmeyeceği-
Kişilerin huzur ve güven içerisinde alışverişte bulunmaları, satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin, Medeni Kanun’un 3. maddesinde ifade edilen iyiniyetinin korunacağı-
«Beyanlar hanesi»ndeki hakların, tescilin aksine aynî hak doğurucu nitelikte olmadığı–
Aile konutunun diğer eşin rızası alınmadan başkasına satılması halinde, açılacak olan tapu iptali ve tescil davasında alıcı ile beraber satışı yapan eşin de davalı olarak gösterilmesi gerekeceği–
Kesin hükmün varlığı halinde, tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunmayacağı, kararın altına kesinleşme şerhinin verilmesinin şekle yönelik bir husus olduğu ve tapu nezdinde kararın infaz edilmemiş olmasının kararın kesin hüküm niteliğini ortadan kaldırmayacağı–
Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinde, iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin büyük önem taşıdığı, yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyiniyetli gözükenin değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu, kötü niyet iddiasının defi değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden nazara alınacağı–