İcra hukuku ile sınırlı olarak basit yargılamaya tâbi ihalenin feshi davasının mülkiyet hakkının illetini teşkil eden nedenin varlığına ya da yokluğuna delalet edemeyeceği; Türk hukuk sisteminde, tapu kayıtlarının oluşumuna esas alınan illilik prensibi gereği, ihalenin ayakta bulunması ya da fesih isteğinin reddedilmiş olması keyfiyetinin temelde yolsuz tescil nedenini ortadan kaldırmayacağı ve kesin hüküm teşkil etmeyeceği- Tüm davalıların tazminat talebinden müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiği- İcra takip dosyasının incelenmesinden; ödeme emrinin "muhatabın kendi imzasına tebliğ edildi." açıklaması ile davacı borçlunun ..köyü ... adresinde tebliğ edildiği, daha sonraki tebligatların Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre yapıldığı, grafoloji ve sahtecilik uzmanlarından aldırılan bilirkişi raporuna göre, ödeme emri tebliğ mazbatasındaki imzanın davacı elinden çıkmadığı kanaati bildirildiği ve zabıta araştırması ile davacı borçlunun adı geçen köyde kesin olarak sürekli ikamet edip etmediğinin bilinmediğinin tespit edildiği, davalının 2 adet muvazaalı borç senedi düzenleyerek davacı aleyhine icra takibi başlattığı, icra takibinde davalıya çıkarılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, cebri ihale ile devralan davalılar adına oluşan kaydın hukuki temelden yoksun olup, yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, davalıların yolsuz tescili bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu, TMK'nun 1023. maddesinin korumasından yararlanamayacağı-
Haczin, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemi olduğu- Haciz şerhinin terkini- Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkininin mümkün olduğu-
İ.lı işlem ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada; davacı ile dava konusu taşınmazı teminat olarak dava konusu taşınmazı temlik alan dava dışı üçüncü kişi arasındaki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulabilmesi için üçüncü kişinin davada yer almasının zorunlu olduğu gözetilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Davacı ile ilk el durumundaki dava dışı kişi arasındaki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulabilmesi için bu kişinin tapu iptali davasında yer almasının zorunlu olduğu- İlk el durumundaki kişinin davada yer almasının sağlanması, davacı ile bu kişinin arasındaki temlikin inançlı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, davacı tarafından bu kişiye yapılan temlikin inançlı olduğunun saptanması durumunda, son kayıt maliki davalının TMK'nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının değerlendirilmesi gerektiği-
İ. sözleşmesi ve buna bağlı işlemler genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için yapıldığı- Cumhuriyet başsavcılığınca yürütülen soruşturma esnasında alınan taraf beyanının yine tarafı bağlayacağı- Somut durumda, davacı kredi bedelini ödediği iddiasında bulunup bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiş olup, anılan ödemelerin taraflar arasındaki taşınmaz devri ile bağlantılı olduğunun saptanması halinde delil başlangıcı teşkil edebileceği-
2859 sayılı Kanun gereğince yapılan teknik çalışmaları kapsayan pafta yenilemesine itiraz niteliğinde olmayıp taşınmaz mülkiyetine-
Taşınmazın eylemli orman olduğu iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil istemi-
Tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklının iptal edilen tasarruftan öncelikle alacağını alma hakkına sahip olduğu- Tasarrufun iptali davası açan alacaklının iptal ettirdiği tasarruf miktarınca dava açmayan alacaklılara göre önceliği bulunduğu- Borçlu aleyhine tasarrufun iptali davası açıp bedeli paylaşımı davaya konu olan taşınmaza ilişkin tasarrufu iptal ettiren alacaklının sıra cetvelinde taşınmaz bedellerinde öncelik hakkı bulunduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteği- Bir kısım davalıların yapılan temlikin muvazaalı olduğunun davalılar tarafından kabul edildiği, muvazaalı devrin davacı tanık beyanlarında da belirtildiği, ayrıca davalının devir tarihinde 10 yaşında olup dava konusu taşınmazları alabilecek ekonomik gücünün olmadığı, yapılan temlikin muvazaalı olduğu sonucuna varıldığı, eldeki davanın 08.04.2014 tarihinde açıldığı, dava dilekçesinin ...'e 28.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusu taşınmazların tapu kaydına tedbir şerhi konulması için müzekkerenin ilgili tapu müdürlüğüne 19.12.2014 tarihinde yazıldığı, tedbir şerhinin tapu kayıtlarına 22.12.2014 tarihinde işlendiği, davalının dava konusu taşınmazlardaki 1/2'şer paylarını 19.12.2014 tarihinde temellük etmesi ve adı geçenlerin akraba olmaları karşısında bu davalının TMK'nun 1023. maddesinden yararlanamayacağı, öte yandan dosyaya sunulan dekont ile kira sözleşmesinin ise muvazaanın gizlenmesi amacıyla yapıldığı şeklinde düşünülmesi gerekeceği-
Dava konusu parseldeki inşaatın tamamında projeye aykırılıklar olduğu ve Belediye tarafından alınan yıkım kararının bulunduğu anlaşılmakla bu parseldeki projeye aykırılıkların bu kanun uyarınca giderilmesi konusunda taraflarca müracat yapılıp yapılmamasının önem arz ettiği- Kararın temyiz aşamasında, taraflarca imar barışına ilişkin müracaatta bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemece bu kapsamda araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın re'sen bozulması gerektiği-