Hukuken geçersiz olan sözleşmelerin haksız iktisap kurallarına göre tasfiyesinde, satış bedeli olarak verilen paranın, dava tarihindeki ekonomik etkenlerle birlikte ortalamaları alınarak, yapılan uyarlamalar sonucu ulaştığı alım gücü ve reel değerlerinin tespit edilmesi ve bu bedelin alıkoymada hükme esas alınması gerekeceği-
Sözleşmenin konusu, niteliği ve ödenecek miktar gibi hususlarda dikkatsizliği veya bilgisizliği sonucu gerçek iradesine uymayan beyanda bulunmak suretiyle esaslı hataya düşen tarafın sözleşme ile bağlı sayılamayacağı ve hataya düşen tarafın, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabileceği ve verdiği şeyi geri isteyebileceği-
Dava konusu haciz borçlu adresi dışında üçüncü kişi adresinde ve elinde yapılmış, bu haciz işleminden sonra takip dosyasında başka bir işlem yapılmamış olup üçüncü kişi "takibin danışıklı olduğunu ve amacın dava konusu iş makinesinin elinden alınmasının amaçlandığını" iddia ettiğinden, icra mahkemesince "borç kaynağı bono alacağının gerçek olup olmadığını tacir olan borçlunun ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile araştırılması gerektiği-
Davacının kendi rızasıyla geçtiği sürekli işçi kadrosunda on yıldan fazla bir süre geçirdikten sonra ''fark ücret isteği''nde bulunmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-
Davalının satın alma tarihine kadar olan süreçte, önceki malike yaptığı ödemelerin davacının icra takibinde dayandığı sözleşme hükümlerine uygun olduğu anlaşılmış ise, kira bedellerinin düşük bedelli ikinci sözleşmeye göre istenmesi gerektiğine ilişkin davalı savunmasının T.M.K.'nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralı ile bağdaşmayacağı-
İlamlı icra takibi başlatabilecek olan alacaklı bunun yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını bertaraf etmek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı- İlama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı ve bu durumun kendiliğinden dikkate alınacağı-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının TMK'nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağı-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan birinin kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satması halinde, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının 4721 sayılı TMK' nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-
Alacaklının para borcuna veya teminat verilmesine dair ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapmasının İİK mad. 32'ye aykırılık teşkil edeceği gibi, dürüstlük kuralı ile de bağdaşmayacağından hukuk düzeni tarafından korunmayacağı-
Davalıya ait arsadan kablolarını geçiren, kendisine inşaat yapılacağı ihbar edilerek deplase istenmesinden sonra deplasenin ne zaman yapılacağı konusunda davalıyı bilgilendirmeyen, 4 ay geçmesine rağmen deplaseyi bitirmeyen davacı kendi kusuru ile hasarın meydana gelmesine neden olduğundan, haksız eylem nedeni ile açılan tazminat istemli davanın reddi gerekeceği-