Muris muvazaası ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkin açılan davada,Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınacağı, bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altında olduğu,vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirleneceği-
Savrukluk nedeniyle mahkeme kararı ile kısıtlanan davacının vesayet altına alındıktan sonra imzaladığı kredi sözleşmesinin iptali ile maaşından davalı banka tarafından kesilen miktarın iadesi talebine ilişkin davada, davalı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen, kredi sözleşmesi imzalayan davacının, borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınmasının hakkın kötüye kullanılması teşkil edeceği-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağı-
Dava, davacının babası nedeniyle almakta olduğu ölüm aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali, davacının Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile 22.10.2009 tarihinden itibaren ölüm aylığının bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin oulp, boşanma tarihi itibariyle gerçek/samimi boşanma iradelerine sahip olan (evlilik birliği temelinden sarsılan) veya olmayan tüm eşlerin, maddenin yürürlük tarihi olan 01/10/2008 tarihinden itibaren her ne sebeple olursa olsun eylemli olarak birlikte yaşadıklarının saptanması durumunda gelirin/aylığın kesilmesi gerekeceği-
Sözleşme taraflarının, kararlaştırılacak miktarların ve oranların asgari ve azami hadlerini açıkça belirlemesi gerektiği, aksi halde bu durumun kredi kullanan aleyhine ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği-
Tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra önemli surette değişmişse artık tarafların o akitle bağlı tutulamayacakları, değişen koşullar karşısında TMK’nun 2. maddesi uyarınca sözleşmenin yeniden düzenlenmesi imkanı doğacağı-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesi, davacı borçlu tarafa fazladan yargılama giderleri yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması olup, hukuk düzeni tarafından korunamayacağı-
Sözleşme şartlarının bir taraf aleyhine, öngörülemez şekilde, aşırı derece değişmesi durumunda hakimin sözleşmeye müdahale edebileceği- Kredi sözleşmesin geçersizliği olmadığı taktirde uyarlanmasına yönelik açılan davada, hakimin tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri tartışıp değerlendirerek, uyuşmazlığın çözümünde hangi delili neden kabul edip, neden kabul etmediğini gerekçelendirmek suretiyle kararını vermesi gerektiği, mahkemece, sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin kural ve yöntemler gözetilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Sözleşme süresince asgari alım taahhüdünü yerine getirmeyen davacıya davalı tarafından herhangi bir ihtar çekilmediği ve dönem sonunda mal teslim edilmek sureti ile de sözleşmenin fiili durum çerçevesinde devam ettirileceğine dair haklı güven oluşturulduğundan davalının nezdinde bulunan teminat mektubunu nakde çevirmesinin objektif iyiniyet kavramı ile bağdaşmayacağı-