Ortak yaşanan evde bulundurulan not defterinin elde edilmesinde, hukuka aykırılık olmayacağı–
MK’nun 2. maddesi uyarınca herkesin haklarını kullanırken veya borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı– Davalının, satış parasını peşin aldığı bağımsız bölümün teslimini, satış şartnamesindeki sorunmsuzluk şartına dayanarak geciktiremeyeceği–
MK’nun 2. maddesine göre, sözleşmenin geçersizliğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle, davalı idarenin davacının zararını tazmin etmesi gerekeceği, bu durumda davacının ifanın imkansız hale geldiğini öğrendiği dava tarihindeki arsanın ikame değerini isteyebileceği–
Kredi sözleşmesi uyarınca uygulanacak faiz oranının MK. 2. maddesine uygunluğu da araştırılarak değerlendirilmesi gerekeceği–
Bankaların -kredi sözleşmelerinde yer alan özel hükümler nedeniyle- kredi faiz oranlarını günün koşullarını dikkate alarak tek taraflı olarak belirleme (değiştirme) yetkisine sahip olmalarının, BK’nun 19 ve 20. (şimdi; TBK.'nun 26 ve 27.) maddelerine aykırılık teşkil etmediği ancak bir «güven kurumu» olduklarından, bu yetkilerini MK’nun 2. maddesi çerçevesinde «dürüstlük kuralları»na göre kullanmaları gerekeceği–
Taraflar arasında düzenlenmiş olan kredi sözleşmesinde «temerrüt faizinin, temerrüt tarihinde bankaca uygulanan en yüksek kredi faiz oranına % 30 veya % 50 ilave edilmek suretiyle bulunacağı»nın kararlaştırılmış olmasının BK. 19 (şimdi; TBK. mad. 26) ve 20. (şimdi; TBK. mad. 27) maddelerine aykırılık teşkil etmeyeceği ancak davacı bankanın serbest iradesine bırakılmış olan faiz oranını belirlerken objektif iyiniyet kurallarına göre hareket etmekle yükümlü olduğu–
Bütün hakların kullanılmasında olduğu gibi butlan hakkının dermeyan edilmesinde de MK. 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyiniyet kuralına uyulmasının gerekli olduğu–
Bir kimsenin, hukuki işlemin butlanını eskiden beri bilmesine rağmen, buna uzun yıllar ses çıkarmayıp, şu veya bu nedenle durum aleyhine dönünce butlana dayanmasının iyiniyet kuralına aykırı olacağı–
Davalı kamu kurumunun, kamuya sunduğu bu nitelikteki bir işlemde, devletin güvenilir olması asıl olduğundan, kendi kusurundan kaynaklanan imkansızlık, objektif kusursuzluk olarak kabul edilemeyeceği, MK’nun 2. maddesine göre de, sözleşmenin geçersizliğinden söz edilemeyeceği–
Yasanın bir hakkın sırf başkasına zarar vermek amacıyla kullanılmasını yasakladığı, olayımızda, daha önceki tadilat tekliflerinin reddedilmesi nedeniyle; davalı idarenin bu yeri park yeri olarak kamulaştırmasında meşru ve zorunlu bir yararının bulunmadığı, davacının imar izni için Belediye Başkanlığına ilk başvurusunu yaptığı sırada, davaya konu yerin “Ticaret Alanı” olarak imara açık olduğu, imar durumu verilebilmesi için Belediyece kendisine öne sürülen tüm koşulları yerine getiren davacının iyi niyetli olduğu, o halde Roma Hukukundan beri uygulana gelen ilke gereği sonradan gelen kötü niyetin zarar vermeyeceği-