Taşınmazı satın alma işleminin her safhasında yer alan davacıların, şirket ile aralarında oluşan sermaye artırımından kaynaklanan bir kısım ihtilaflara dayanak yapılan, salt şekli noksanlıktan hareketle açtıkları davanın dinlenilmesinin mümkün olmadığından iyi niyetli sayılmayacakları- Yasal olmayan eksik işlemli ifadan sonra, yasal koşulların yerine getirilerek, tasdik, tescil ve yasanın aradığı diğer merasimin yerine getirilmesinin, başlangıçtaki noksanlığı giderebileceğinden bu yöndeki savunmaların kabul edilmesi gerektiği-
Davalının kendi hukuka aykırı eyleminden yararlanarak hak düşürücü süre itirazı ile savunmada bulunmasının Medeni Kanunun 2. maddesindeki hakkın kötüye kullanılması kuralına aykırı olduğundan nazara alınamayacağı–
Taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse de kayıtta paylı eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyuun satış suretiyle giderilmesineyahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korumasının, "akte vefa" kuralının yanında MK'nun 2. maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralının da bir gereği olduğu–
Kambiyo senetlerinde «lehtar» kısmına hakiki veya hükmi şahsın adının yazılması zorunlu ise de, lehtar kısmı eksik yazılan bonoyu bu haliyle görerek imzalayan keşidecinin (borçlunun) daha sonra «bu eksiklik nedeniyle kambiyo senedinin (bononun) geçersiz olduğunu» ileri sürmesinin MK. 2’deki dürüstlük kuralına aykırı bir davranış olacağı–
Satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın alıcıya teslim edilmiş ol- ması halinde, zamanaşımı savunmasında bulunmanın iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
Zenginleşenin iyiniyetli sayılıp sayılmayacağı, zenginleşmeyi iyi veya kötüniyetle mi elden çıkarttığı hususunun MK’nun 3. maddesi hükmü uyarınca belirleneceği–
MK. 2/I hükmünün «hakların kullanılmasına ve borçların ifası»na, MK. 2/II hükmünün ise, «hakların veya bir hukuki sonucun kazanılması»na ilişkin olduğu - «İyiniyet kuralı»nın maddi hukukun bir parçası olup, hakim tarafından doğrudan doğruya gözetilip uygulanacağı - «İyiniyet ve kötüniyet yasağı» kurallarının tamamlayıcı hukuk kuralı oldukları–
Eser sözleşmesinin bir türlü olan inşaat sözleşmelerinde, yüklenicinin kendi kusuru ile temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmenin iş sahibi tarafından feshi halinde, uyuşmazlığın kural olarak BK.nun 106 (şimdi; TBK. mad. 123)-108.(şimdi; TBK. mad. 146) maddeleri uyarınca çözümlenmesi gerekeceği, ancak olayın niteliği ve özelliğinin haklı gösterdiği durumlarda, MK.nun 2. maddesi hükmü gözetilerek sözleşmenin feshinin ileriye etkili sonuç doğuracağı kabul edilmiş olduğundan, iş sahibi ve yüklenicinin paylarının buna göre hesaplattırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği–