Vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında; sözleşme yapan 3.kişi iyi niyetli ise yani vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olacağı ve vekil edeni bağlayacağı- Vekil, vekâlet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekâlet eden arasında bir iç sorun olarak kalıp, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkisi olmayacağı-
Ortada hukuken geçerli olmasa bile bir eylemli bölüşme söz konusu olduğundan zamanında davalının satın aldığı yer üzerinde hak iddia etmeyen davacıların önalım hakkını kullanmasının Medeni Kanun’un 2. maddesi ile bağdaşmayacağı-
Davaya konu olayda, hukuken geçerli olmasa bile bir eylemli paylaşma söz konusu olduğundan zamanında davalının satın aldığı yer üzerinde hak iddia etmeyen davacının önalım hakkını kullanmasının Medeni Kanun’un 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-
Kayden müşterek mülkiyet rejiminin uygulandığı taşınmazın paydaşlarının o taşınmazı eylemli olarak paylaşmak suretiyle kullandığının anlaşılması halinde, şufa hakkının kullanılmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-
Dava 24.9.1998 tarihli adi yazılı sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde satış bedeli olarak ödenen 50 bin alman markının güncelleştirilmiş değerinin tahsili istemi ile açılmıştır. Her ne kadar tapuda kayıtlı bir taşınmaz mülkiyet naklinin Türk Medeni' Kanununun 706 ve Borçlar Kanununun 213. maddelerince biçimine uygun sözleşme ile yapılması gerekirse de Kat Mülkiyeti Kanununa tabi bir binadan bağımsız bölüm satın alınması durumunda alıcı tüm borçlarını ifa ederek taşınmazı da teslim alıp kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyet devrine yanaşmaması halinde satışın geçersizliğini ileri sürmek Türk Medeni Kanunun 2. maddesi ile hükme bağlanan iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından adi yazılı satışa değer vermek gerekeceği-
Kurumun, sigortalılığın koşulu olarak vergi kaydının dikkate alınması gerekirken bunu yapmayıp yıllarca davacıyı sigortalı olarak kabul ettikten sonra, vergi kaydının arandığı döneme ilişkin sigortalılığı iptal etmesi, Sosyal Gü­venlik Hukuku ilkelerine ve Medeni Kanun'un 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği-
Davalı/karşı davacı bankanın, piyasadan para toplayabilmek, hesaplarındaki paraların çekilmesini önlemek ve günlük ödemelerini karşılamak için, bunlara normalin çok üzerinde faiz uygulamak zorunda kaldığı, müzayaka halinde bulunduğu bir dönemde, bankanın yönetim ve denetiminin, mali zaafiyetten dolayı TMSF’na devredilmiş olmasının da bunun bir sonucu olduğu, kendisi de tacir olan ve Kanun gereği basiretli davranmakla yükümlü bulunan davacı/karşı davalının; ülkemizde yaşanan ve belirtileri önceden ortaya çıkmış ekonomik krizin sonuçlarını öngörememiş olabileceğinin ve bankanın ve benzeri durumdaki başka bazı bankaların, kamuoyuna da yansıyan mali durumlarından, nakit sıkıntılarından haberdar olmayabileceğinin kabulünün mümkün olmadığı- Müzayaka halinin oluşmasında davalının kusurunun bulunmasının, davacının bu durumdan yararlanma isteğini hukuken meşru kılmayacağı-
Devre Tatil Sözleşmesinin 27/son maddesinde davalı şirketin tespit ettiği istetme giderlerine itiraz edilmeyeceği belirtilmiş ise de, davacılar ile müzakere edilerek sözleşmeye konulduğu kanıtlanmayan ve sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerde davacılar aleyhine dengesiz­liğe neden olabilecek bu hüküm, 4077 sayılı Kanun kapsamında haksız şart niteliğinde olduğundan geçersiz olacağı-
Tapuda davalıya pay satışı yapılmış ise de, gerçekte önceki paydaşın uzun zamandır fiilen kullandığı evin davalıya satıldığı, diğer paydaşların bu kullanım şekline karşı çıkmadığı, davacının da önceki malikin kullanımını bildiği halde itiraz etmediği halde davalıya karşı önalım hakkını kullanmasının Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde ifadesini bulan iyiniyet ilkesiyle bağdaşmayacağı anlaşıldığından davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kira bedelinin uyarlanmasının işlenebilmesi için sözleşmenin kurulmasından sonraki dönemde gerçekleşen olgulara dayanılmasının zorunlu olacağı-