Şu halde, yüksek faiz garantisi ve paraların her istediği an geri çekilebileceği garantisi ile inandırılıp, güven telkin edilen ve yatırdığı parasını alamayacağının anlaşılması üzerine işbu davayı açtığı ileri sürülen davacıya karşı paranın yatırılış tarihine göre zaman aşımı süresinin dolduğunu belirterek zaman aşımı def’inin ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşır bir tutum olmadığının kabulü gerektiği-
Hile ile alınan vekaletin kötüye kullanıldığı iddiasının TMK. mad. 2, 3 ile TBK. mad. 504 gözetilerek değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece, davacının tarafı olduğu vekalet sözleşmesini ancak başka bir yazılı belge ile çürütebileceği, akdin tarafı olan kişinin kendi muvazaasına dayanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip, her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüstlük kuralı (TMK. mad. 2) ile bağdaşmayacağı- Mahkemece mahallinde keşif yapılarak tanıkların ve mahalli bilirkişilerin ayrıntılı beyanları alınmak suretiyle her bir paydaşın ve davalı ile davalı bayisi olan satıcı paydaşların kullandıkları yerlerin olup olmadığının belirlenmesi, buna ilişkin kroki düzenlenmesi ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
5510 sayılı Kanun'un 56/son maddesi gereğince yetim aylığının kesilmesine dair kurum işleminin iptali istemiyle açılan davalarda, aynı Kanun'un 101. maddesi gereğince iş mahkemelerinin görevli olduğu-
Davacı arsa sahipleri ile davalılardan yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış, yargılama sırasında keşif yapılarak alınan bilirkişi kurulu raporunda inşaatın fiziki seviyesinin % 98 olduğu, kesin olmamakla beraber ... TL eksik ve kusurlu imalat bedeli bulunduğu ve bunun yükleniciye isabet eden bir daire bedeli kadar olmadığı, inşaatın gerçekleşen fiziki oranın reddedilemeyecek seviyede olduğu, nitekim dosyadaki bilgi ve belgelerden binada oturulduğu anlaşıldığından, yapının mevcut hali ile fiziki seviyesi dikkate alındığında artık arsa sahiplerince BK. 106 (TBK 125) gereğince diğer seçimlik hakkını kullanmak yerine sözleşmenin feshinin talep edilmesinin TMK. 2'ye aykırı olduğunun kabulü gerektiği, sözleşmenin geriye etkili feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunması gerekeceği- Muvafakatnamenin, banka yetkilisinin el ve işbirliğiyle sahte olarak düzenlendiği veya banka yetkilisinin bilgisi dahilinde ilgilisine ait olmayan imza kullanıldığı ispatlanmadıkça, muvafakati aramakla, bankanın gerekli özeni göstermiş sayılacağı-
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, mahkemece, TMK. mad. 2, 3 ile TBK. mad. 504 hükümlerinin gözetilmesi gerekeceği-
Boşanma kararından sonra davacının mal varlığında ve gelirinde bir azalma olup olmadığı detaylı şekilde araştırılarak, azalma var ise bunun kararlaştırılan nafaka miktarını ödemede ne ölçüde etkisi bulunduğu tartışılarak, başlangıçtaki denge gözetilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Aynı ilamdan kaynaklanan farklı alacakların ayrı icra dosyalarında takip konusu yapılamayacağı, bu durumun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayılıp, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması, oy birliğiyle aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlı olması gerekeceği- Taşınmazın bir bölümü mezarlık haline getirilmiş ise TMK 692/1. maddesinin değerlendirilmesi ayrıca davalılardan ikisinin taşınmazda ırsen malik olup olmadıklarının da araştırılması, malik değiller ve taşınmazda kullandıkları bir bölüm var ise bu davalılar yönünden mutlak olarak elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği-