Borçlu-sanığın ödeme taahhüdünün alacaklı tarafından kabul edildiğine ilişkin dosyada her hangi bir bilgi ve belge bulunmaması halinde taahhüdü ihlal suçunun oluşmayacağı–
"Taahhüdü ihlal" suçunun oluşabilmesi için, ilk taksit tarihinden önce borçlu-sanığa taahhüdü kabul bildirisinin tebliğ edilmiş olması gerekeceği–
Sanığın "itiraz hakkım saklı kalmak koşuluyla" taahhütte bulunmasının şart olarak kabul edilemeyeceği ve taahhüdün geçerli olacağı–
Şikayetin suçun işlendiğini öğrenme tarihinden itibaren üç ay ve herhalde bir yıl içinde yapılması gerektiği–
"Taahhüdü ihlal" suçunun oluşabilmesi için, borçlunun yaptığı ödeme taahhüdünün hazır bulunan alacaklı (vekili) tarafından kabul edilmiş veya daha sonra -ödeme (ilk taksit) tarihinden önce- borçluya "taahhüdü kabul bildirisi" gönderilmiş olması gerekeceği, tek taraflı taahhüdün geçerli olmadığı–
Açtığı menfi tespit davası sırasında tedbiren icra takiplerinin durdurulmasına karar verildiğini beyan eden borçlu-sanığın hukuki durumunun anılan dava dosyası incelenerek tayin edilmesi gerekeceği–
Süresinde icra dairesine itiraz ederek takibi durdurmuş olan borçludan İİK. 75'teki koşullar gerçekleşmeden (mahkemeden 'itirazın iptâli' ya da 'itirazın kaldırılması' kararı alınmadan) borçludan alınan taahhüdün geçerli olmayacağı–
Müflis hakkında, iflâs etmeden önceki taahhüdünü ihlal etmesi sebebiyle, taahhüdü ihlal suçundan dolayı ceza verilebilir mi?–
Borçlu sanığın yapmış olduğu ödeme taahhüdüne karşı alacaklı vekilinin "bir diyeceğim yoktur" şeklindeki beyanının açıkça kabul anlamına gelmeyeceği–
Borçlu sanık adına çıkartılan ödeme emrinin aynı takipteki diğer borçluya tebliğ edilmesi halinde takibin kesinleşmeyeceği ve yapılan taahhüdün geçerli olmayacağı–