Ödeme (icra) emrinin tebliğinden sonra ancak ödeme (icra) emrindeki itiraz süresi geçip, takip kesinlemeden, borçlunun icra dairesinde yapacağı ödeme taahhüdünün ancak "takibe itirazı olmadığını ve İİK'nun 20. maddesindeki sürelerden feragat ettiğini" açıkça belirtmesi halinde geçerli hale geleceği ve bu taahhüde uyulmamasının suç sayılacağı–
Ödeme (icra) emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi halinde takip kesinleşmemiş olacağından bu aşamada taahhüdü ihlal suçunun oluşmayacağı–
Şikayetçi vekiline duruşma günü bildirilmeden duruşmaya gelmediğinden söz edilerek "şikayet hakkının düşürülmesine" karar verilemeyeceği–
Kurum alacaklarının İİK. hükümlerine göre takip ve tahsil olanağı kalmadığından takip hukukuna aykırı davranışı nedeniyle sanığın cezalandırılamayacağı-
Birden fazla ödeme taahhüdünde bulunmuş olan borçlu hakkında hangi taahhüdün hangi taksidinin şikayet edildiğine ilişkin şikayet dilekçesinde açıklama bulunmaması halinde geçerli bir şikayetten bahsedilemeyeceği–
İİK'nun 349. maddesi uyarınca şikayetçi veya vekilinin yokluğunda duruşmaya devam edilemeyeceğinden mazeret bildirerek "yokluğunda karar verilmesini, karar verilemediği takdirde duruşmanın ertelenmesini" talep eden şikayetçi vekilinin mazeretinin kabul edilmesi halinde duruşmanın yeni bir güne ertelenmesi, mazeretinin kabul edilmemesi halinde ise şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekeceği–
Borçlu-sanığın ödeme taahhüdünün alacaklı tarafından kabul edildiğine ilişkin dosyada her hangi bir bilgi ve belge bulunmaması halinde taahhüdü ihlal suçunun oluşmayacağı–
Borcun bir kısmına yönelik taahhüdün geçersiz olduğu-