Kendisine tebligat yapılacak kişinin adresinde bulunmaması halinde kendisi ile birlikte oturan ailesi fertlerinden veya hizmetçilerinden birine yapılacağı, bu durumda, «muhatabın adreste bulunmama sebebinin araştırılmasına ve tevziat saatinden sonra adrese döneceğinin saptanıp, tebliğ tutanağında belirtilmesinin» gerekmediği–
Borçlunun -«ödeme emri tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu» ileri sürerek- «ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesini» istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Dava konusu taşınmazı borçludan satın almış ancak daha sonra satış işlemi mahkemece iptal edilmiş olan üçüncü kişinin de «tapudaki ilgili»lerden olduğu ve bu sıfatla satış ilanının kendisine de tebliği gerektiği- Şikayetçi kooperatif adına tebligat yapılan kişinin aynı zamanda takip borçlusu sıfatı bulunduğundan, sözü edilen tebligatın, Tebligat Kanununun 39. maddesine aykırı olduğu-
Borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edilmeden iade edilmiş olması halinde Tebligat Kanunu 32. maddesinin uygulama alanı bulamayacağı, çünkü bu maddenin uygulanabilmesi için muhataba usulsüz de olsa bir tebligat yapılmış olması gerektiği–
Borçlunun -noterde düzenlenen- vekaletnamedeki adresine -Tebligat Kanununun 35. maddesine göre- tebligat yapılabileceği–
Tebligat Kanununun 21 ve Tebligat Tüzüğü‘nün 28. maddesi uyarınca; muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek kişilerin hiçbirisi gösterilen adreste bulunmazsa; tebliğ memurunun bu kişilerin adreste bulunmama sebeplerini, bilmesi muhtemel konusu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta âbir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan kaçınmaları halinde bu durumu da tutanağa yazıp imzalamaları (imzalatmaları) gerekeceği, ayrıca, tebliğ sırasında hazır bulunmayan muhatapların, tevzi (dağıtım) saatlerinden sonra adrese geldiğinin (döndüğünün) beyan edilmesi halinde, bunun tebligat parçasına yazılıp imzalanması gerekeceği–