«Tüzel kişinin güvenlik görevlisine yapılan tebligatın geçerlik koşulları»
HUMK. 76’ya (şimdi; HMK. 33'e) göre hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan, dilekçede «gecikmiş itiraz»dan bahsedilmiş olmasının, uyuşmazlığın «usulsüz tebligat nedenine dayalı şikayet» olarak algılanıp çözüme kavuşturulmasına engel teşkil etmeyeceği–
Milli Eğitim Bakanlığı yerine Merkez Saymanlık Müdürlüğüne yapılan tebligatın geçerli olmayacağı–
İcra mahkemesinin (tetkik merciinin) «tebligatın usulsüz olduğu»nu -bu konuda ilgililer (borçlular) tarafından usulüne göre, süresi içinde yapılmış bir şikayet bulunmadıkça- kendiliğinden gözetemeyeceği–
İcra mahkemesince ‘tebligatın usulsüzlüğü’nün kabul edilmiş olması halinde mahkemece ‘öğrenme tarihinin tespiti’ ile yetinilerek ayrıca ‘tebligatın iptaline’ karar verilemeyeceği–
Tebligat Kanunun 21. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin, Tebligat Tüzüğünün 30. maddesine göre «2 nolu inkar kağıdı»nın kapıya asılmış olmadıkça usulsüz sayılacağı–
«Usulsüz tebliğ»le ilgili istemin, tetkik mercine ‘gecikmiş itiraz’ şeklinde sunulmuş olması halinde de, başvurunun hukukî niteliği hakimce belirleneceğinden (HUMK. 76; şimdi; HMK. 33) istemin «şikayet» olarak incelenip sonuçlandırılması gerekeceği–
Yabancı ülkede kendisine tebligat yapılacak kimsenin Türk vatandaşı olması halinde, tebliğin o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya konsolosluğu veya bunların görevlendireceği memur vasıtasıyla Tebligat Kanununun 25/a maddesine göre yapılması gerekeceği-
Tebliğ tarihinde yurt dışında bulunduğu anlaşılan kişiye Türkiye’de yapılmış gözüken tebligatın usulsüz sayılacağı–
Tebligat sırasında adresinde bulunmayan muhatabın «tevziat (dağıtım) saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği»nin tebligat parçasında belirtilmesinin, gerçek kişiler yönünden zorunlu olduğu, tüzel kişi muhataplar bakımından bunun belirtilmemiş olmasının tebligatın hükümsüzlüğünü gerektirmeyeceği–