İlamlı icra takibinin hukuki sonuç doğurması açısından ilamda yazılı borçlu vekiline tebligat yapılması mümkün ise de; TCK’nun 20. maddesi uyarınca cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya da tebligat yapılması zorunlu olup, asıl borçluya icra emri tebliğ olunmadığından sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar takip dosyasının UYAP’ta taralı olmadığı, fiziki dosyanın da icra dairesinde bulunamadığı iddia edilmiş ise de bu iddiasını belgelendirmediği, İcra müdürlüğünün cevabi yazısında, borçlu ... vekili Av. ...’ın takip dosyasına vekaletname sunduğu, borçlu vekilince bu tarih itibariyle takipten haberdar olduğu, itirazın ise yasal 7 günlük itiraz süresinden sonra yapıldığının görüldüğü, o halde, bölge adliye mahkemesince, ıttıla tarihinin, borçlu vekili tarafından sunulan vekaletnamenin onaylanma tarihi olarak kabulü ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlulardan ... adına çıkan ödeme emrine ilişkin tebligatın; "muhatabın adresinin kapalı olduğu komşu/yönetici/kapıcı ... Y.'dan sorulduğunda muhatabın çarşıya gittiği sözlü/imzalı beyanından anlaşıldığından tebliğ evrakı TK 21 madde gereğince Bostanlı mahalle muhtarı ... T.'e teslim edilmiş olup 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılmış ve en yakın komşu/kapıcı/yönetici ... Y.'a haber verilmiştir." şerhi ile yapıldığının görüldüğü, tebligatın incelenmesinden; tebligatın TK' nun 21/1. maddesi şartlarını taşıdığının anlaşıldığı, beyanı alınan kişinin sıfatı açık ve net bir şekilde belirlenmeden tebliğ işlemi tamamlanmışsa da; borçlunun ... Y. isminde birini tanımadığını beyan etmesi karşısında, hiç bir araştırma yapılmadan tebligatın usulsüzlüğüne karar verilmesinin doğru olmadığı, gerektiğinde kolluk araştırması yapılmak suretiyle ... Y. isimli şahsın kim olduğunun tespit edilerek, komşu/kapıcı/yönetici sıfatlarından birine haiz olduğu takdirde tebligatın iptalinin gerekmeyeceği anlaşılmakla, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İcra hukuk mahkemesince verilen kararının borçlular vekilinin yüzüne karşı verilmesi üzerine, borçlular vekilince kararın istinaf edildiğine ilişkin süre tutum dilekçesinin yasal 10 günlük süre içerisinde sunulduğu, gerekçeli istinaf dilekçesinin ise verilmediği görülmekle beraber, "muhatabın geçici mi yoksa daimi olarak mı adreste olup olmadığı" ve "geçici bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği" hususu tevsik edilmeden yapılan gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğu (Teb. K. 21/)- Süresi içerisinde süre tutum dilekçesi sunarak istinaf talep eden borçlular vekiline gerekçeli kararın tebliği usulsüz olduğundan, borçlular vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, ayrıntılı istinaf nedenleri olarak kabulü ile istinaf incelemesi yapılması gerektiği-
Beyanda bulunan komşunun açık kimliğinin tebliğ mazbatasında gösterilmediği durumda, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği fakat bulamadığı hususunun belgelenmediği, yapılan işlemin tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kaldığı bu haliyle sanıklara yapılan tebligatın usulsüz olduğu cihetle sanıklar vekilinin öğrenme üzerine vermiş olduğu bila tarihli dilekçenin süresi içerisinde kabul edilip itirazın esasına ilişkin karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin değerlendirmesi yerinde olmakla beraber ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinin tespiti halinde, mahkemece, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi belirlenerek, tespit edilen tarihin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi ile yetinilmesi gerekirken ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İlamsız takipte dayanak olarak ilamın gösterildiğinden ve bu ilam takip talebine eklenerek takibe geçildiğinden, şikayete konu ödeme emrinin anılan ilamda bulunana borçlu vekiline tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğu-
... İcra Müdürlüğünün ........ E. sayılı takip dosyasına ilişkin olarak İcra Hukuk Mahkemesi'nin alacaklının da taraf olduğu icranın geri bırakılması ilamında borçlu ...'nun adresinin "... mah. ... sok. .... Konutları No:1 Blok D/3 " olarak belirtildiği, bu durumda borçlunun bilinen en son adresinin bu adres olduğu anlaşılmakla, bu adrese tebligat çıkartılmadan, diğer adreslerin bilinen son adres olduğu varsayılarak mernis adresine Tebligat Kanunun 21/2 maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-. Mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine ve borçlunun sair şikayetlerinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ... adına çıkartılan ödeme emri tebligatının incelenmesinde; “Muhatabın adreste bulunmadığından geçici olarak çarşıya gittiğinden evrak 7201 sy 21 uyarınca ilgili mahalle muhtarına teslim edildi. 2 nolu haber kağıdı, kapısına yapıştırılarak, imza vermeyen ............'a komşusuna haber verildi” şerhiyle 14/03/2018 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığına ve öğrenme tarihinin 30/10/2018 olduğuna dair mahkemenin tespiti yerinde ise de, borçlunun, 08/11/2018 tarihinde şikayet isteminde bulunduğu anlaşılmakla, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılmadığının anlaşıldığı, o halde, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre “Tevziat saatlerinde gösterilen adrese gidildi. Muhataba adreste rastlanmadı. Tebliğ imkansızlığı nedeni ile TK 21 gereği kapısına 2 nolu haber kağıdı asıldı. En yakın komşusuna ...(isim yok) haber verildi. Muhtarlık olmadığından evrak ... Emniyete sevk edildi” şerhi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak haber bırakılan komşunun ad ve soyadının bulunmadığının anlaşıldığı, ayrıca her ne kadar tebliğ evrakının emniyete bırakılması mümkün ise de TK’nun 21/1. maddesindeki sıraya uyulmaksızın, önce 2 nolu haber kağıdının yapıştırılıp ardından tebliğ evrakının Emniyet’e bırakılmasının usulsüz olduğu- Şikayete konu tebliğ evrakında, evrakın teslim edildiği memurun imzasının bulunmadığının görüldüğü, dolayısıyla bu yönden de tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı-