Borçlunun istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü usulsüz tebligat şikayetine ilişkin istinaf nedenlerinin incelenmesi gerektiği-
TK'nun 35. maddesinde öngörülen usule göre yapılacak olan tebliğ işlemlerinde, tebliğ evrakında muhtar imzasının bulunması gerektiğine ilişkin yasal düzenlemenin bulunmadığı-
Şikayet dilekçesinde; açık bir şekilde usulsüz tebliğden haberdar olunduğu tarih olarak 30/01/2020 tarihi bildirilmiş olup aksinin de yazılı delille kanıtlanamadığı, o halde; mahkemece, 30/01/2020 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü ile tebliğ tarihinin 30/01/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken ödeme emri tebliğ tarihinin 31/01/2020 olarak kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesince "borçlu tarafından şikayet dilekçesinde satış ilanı tebliği usulsüzlüğünün ileri sürüldüğü, anılan tebliğin usulsüz olduğu, satış ilanı tebliğ zorunluluğu yerine getirilmediğinden mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu- COVİD-19 salgını nedeni ile uzatılan durma süresi içerisinde kaldığından satışın icra edilemediği, durma süresinin sonunda icra müdürlüğünce resen satış kararı alındığı, söz konusu satış kararında ilanın e-satış portalında yapılması ile sair ilan ve tebliğlere yer verilmekle birlikte gazete ilanı yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar alındığı, satış ilanının e satış portalında ilan edildiği, taşınmazın birinci artırmada ihale edildiği uyuşmazlıkta, 7226 s. Kanuna göre "satış ilanının sadece elektronik ortamda yapılmasının yeterli olduğu" ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı dikkate alınarak ihalenin feshine ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu ................. Derneğinin ödeme emrini 7201 Sayılı TK'nın 21/1 maddesi gereğince "Tebligat adresine gidildi, muhatap tebliğ saatinde adreste olmadığından ve tebliğe haiz kimse bulunmadığından tevziat saatlerinde kapalı olması sebebiyle tebliğ zarfı mahalle muhtarına tebliğ edildi kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırıldı, durumdan komşusu haberdar edildi. Haber verilen kişi isim ve imzadan imtina etti." şerh ile tebliğ olunduğu, haber verilen komşu isminin bulunmadığı, bu hali ile tebligatın TK'nun 21/1. maddesine aykırı olduğu, her ne kadar tüzel kişi derneğin kapalı olması durumunda adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği, Dairemiz uygulamalarında TK.nun 21/1. maddesinin tüm koşullarının sıkı bir şekilde uygulanmayacağı belirtilmiş olmakla beraber bunun haber verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağının, haber verilen komşunun isminin usulüne uygun bir şekilde tutanağa geçirilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, buna göre şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu- Tebliğin usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, o halde mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile TK'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligatı alan şahsın, şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan iş yeri çalışanına tebligat yapıldığı anlaşıldığından, satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Gerçek kişiye Teb. K. mad. 35 uyarınca tebligat yapılabilmesi için, bu maddeye göre tebliğ yapılan adresine daha önce kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması gerektiği- Daha önce, Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapılan tebligat, o tarih itibariyle tebliğ yapılan adres borçlunun adres kayıt sisteminde kayıtlı adresi olmadığından usulsüz olup, Teb. K. mad. 35 uyarınca tebligat yapılmasının ön şartı gerçekleşmemiş olduğundan, satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu- Borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde, ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile bu adrese Teb. K. mad. 35'e göre tebligat yapılabilir ise de, somut olayda Teb. K. mad. 35 uyarınca tebligat yapılan adres, kredi sözleşmesinde kayıtlı adreslerden olmayıp farklı bir adres olduğundan satış ilanı tebliğinin bu yönden de usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
İmtina etmesi nedeniyle imzası alınmamış olsa da, haciz tutanağına göre haciz mahallinde bulunduğu anlaşılan borçlunun haciz tarihi itibariyle, icra takibinden haberdar olduğu ve bu tarihten itibaren yedi gün içinde "ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna" ilişkin şikayetini yapması gerektiği-
Her ne kadar şirketin kapalı olması durumunda, adreste bulunmama nedeninin araştırılması gerekmemekte ise de, komşuya haber verme yükümlülüğünün devam ettiği- Şikayete konu tebligatta haber verilen komşunun ismi yazılmadığından bu hali ile tebliğ işleminin şeklen Teb. K. mad. 21/1'e aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu- Satış ilanının borçlu şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği durumda, beyan edilen öğrenme tarihine göre ihalenin feshine ilişkin şikayet süresinde ise uyuşmazlığın esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği, süreden reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olacağı- Tüzel kişilere tebligat usulüne aykırı olarak borçlu şirketin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu işle görevlendirilmiş birinin bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin daimi çalışan olduğu belirtilen kişiye tebliğ le gerçekleştirildiğinden yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebligatlarının, haber verilen komşunun ismi yazılmadan yapıldığı görüldüğünden, bu hali ile tebliğ işlemlerinin şeklen Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine aykırı ve dolayısıyla usulsüz olduğu-  Borçlu şirketin bilahare, beyan edilen muttali tarihine göre 7 günlük yasal sürede ödeme emri tebliğ işlemi ile dosya kapsamında bulunan diğer tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile icra mahkemesine şikayet yolu ile başvurduğu ve aynı sürede icra müdürlüğüne müracaat ederek takibe itiraz ettiği görülmekle, her ne kadar, satış kararında; "yeteri kadar satış ilanının hazırlanarak ilgililere tebliğine, tebliğ yapılamaması halinin satışa engel teşkil etmemesine..." karar verilmiş olması sebebiyle satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması ve kıymet takdirine açık bir itiraz olmadığından kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüz olması fesih nedeni değil ise de, ödeme emri tebliğ işlemi usulsüz olup, takibin bulunduğu aşama itibariyle rehinli taşınırların satışının yapılması mümkün olmadığından, taşınır ihalelerinin feshine karar verilmesi gerektiği-
Kesin veya geçici aciz belgesinin varlığı davanın ön koşulu ise de, bunun davanın açılmasından önce alınmasının zorunlu olmadığı; davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilmesinin yeterli olduğu- Önemli olan hususun bu belgenin davanın açılmasından önceki bir takibe dayalı olması- Karar kesinleşinceye kadar alınıp ibraz edilmesinin mümkün olduğu- Mahkemece dava açıldığı sırada aciz belgesinin yokluğundan dolayı davanın reddinin isabetli olmadığı- Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 20.11.2020 tarihinde muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi ve adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bu adresten farklı olması halinde adrese kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine ”Mernis Adresi” şerhi verilerek Tebligat Kanununun 21/2 madde uyarınca doğrudan tebligat çıkartılmasının yeterli olduğu yönünde karar alarak içtihatları birleştirmiş olduğu-