Tebliğ şerhinde muhatabın adreste bulunmama sebebi usulünce araştırılıp tesbit edilmediği gibi, beyanda bulunanın imzasının alınmadığı ya da imzadan imtina ettiği hususunun tevsik edilmediği, bu hali ile ödeme emrinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği’nin 30. maddesi hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiğinin kabulü gerekeceği-
Her ne kadar doğru adrese tebligat çıkartılmış ise de, tebliğ şerhinde muhatabın adreste bulunmama sebebi usulünce araştırılıp tesbit edilmediği gibi, beyanda bulunanın imzasının alınmadığı ya da imzadan imtina ettiği hususunun tevsik edilmediği, bu hali ile ödeme emrinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ile Tebligat Yönetmeliği’nin 30. maddesi hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiği ve dolayısıyla usulsüz olduğu-
Şikayetçi borçlu adına çıkartılan tebligatta beyanı alınan ve haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı, tebliğ tutanağında “komşusu isim ve imza vermedi” şeklinde şerh mevcut ise de, bu şerhin, yapılan tebligatı usulüne uygun hale getirmeyeceği-
Tüzel kişi muhatabın bilinen adresine çıkarılan tebligat bila tebliğ iade edildiğine göre alacaklının muhatabın ticaret sicilindeki adresine TK'nun 35/4. maddesine göre tebligat çıkarılması talebinin yasaya uygun olduğu-
Mahkemece, tebliği çıkaran mercice, tebliğ evrakı üzerine tebligat çıkarılan adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna dair kayıt düşülmeden, yapılan tebligatların usulsüz olduğu nazara alınarak, Tebliğat Kanunu 32. maddesi hükmü de gözetilerek iddia edilen öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne karar verilmesi yerine, şikayetin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde kayıtlı adresinin bulunmaması halinde ipotek akit tablosunda yazılı adresine daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olsa bile Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği- İhalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği- İhalenin feshi isteminin 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tebligatı çıkaran merci tarafından adres kayıt sistemine ilişkin olarak şerh verilmeden dağıtıcı tarafından 21/2. maddesine göre tebliğ işleminin yapılamayacağı-
Somut olayda, (7) no'lu ödeme emrinin "muhatabın annesi borçlunun işte olduğunu beyan edip evrakı almaktan imtina ettiğinden dolayı" Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, tebliğ işlemindeki bu açıklamanın; adreste muhatabın bulunmaması nedeniyle tebligatın, 7201 Sayılı Kanunun 16. maddesinde sayılan ve tebliğ sırasında adreste hazır bulunan annesine yapılmak istendiğini, ancak adı geçenin tebellüğden imtina etmesi nedeniyle 20. maddede yapılan atıfla yine aynı Kanunun 21. maddesine göre tamamlandığını gösterdiği, bu nedenle Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesinin uygulanması gerekmez ise de, borçlunun şikayet dilekçesinde, tebligat yapılan kişinin kayın validesi olup, aralarında husumet bulunduğunu ve bu kişiyle aynı adreste oturmadığını beyan ettiği, bu durumda mahkemece, şikayetin niteliği gereği duruşma açılıp, taraflara duruşma gün ve saati tebliğ edilerek, alacaklı ve borçlunun iddia ve savunmaları dinlendikten ve gösterecekleri deliller değerlendirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Tebliğ memurunun, muhatabın adresinin kapalı olduğunu tespit edilmesine rağmen, muhatabın, adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, adreste bulunmama sebebini ve tevziat saatlerinden sonra geleceğini belirlemeden tebliğ işlemini tamamladığı, bu haliyle yapılan tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddeleri hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu-
Hükmi şahıslara tebliğin, salahiyetli mümessillerine (yetkili temsilcilerine), bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılacağı, eğer hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekmekte olup, davalılardan ... Şirketine yapılan tebligatların, tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapıldığına ilişkin belge bulunmadığı, davalıya yapılan tebligatların hiçbiri Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinin aradığı sıralı kişilere yapılma nedenlerine dair şerhleri içermediğinden, davalı şirkete yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığının kabulü gerekeceği-