2 nolu haber kağıdı muhatabın adres kayıt sistemindeki adresinin kapısına yapıştırılmadığından tebligat usulsüz olup, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, tebligatın usulüne uygun olmadığının anlaşılması halinde, tebliğ tarihi Tebligat Kanunu'nun hükmü uyarınca düzeltilerek, düzeltilen bu tarihe göre, itirazın süresinde olduğu tespit edilirse işin esasına girilerek borçlunun yetkiye yönelik itirazı hakkında karar verilmesi; ödeme emri tebligatının usulüne uygun olduğu belirlendiği takdirde ise itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun mernis adresine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan Örnek 6 icra emri, kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ işlemleri usulsüz olduğu, bu hususun ihalenin feshi sebebi oluşturacağı-
7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edileceğinden, mahkemece, şikayetçi borçlunun tebliğden haberdar olduğu tarih tespit edilerek tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebliğ mazbatasında komşunun isim ve imzadan imtina etmiş olduğunun şerhedilmesinin tebligatı geçerli hale getirmeyeceği ve şikayetçiye usulüne göre tebligat yapılamadığından, bu hususun ihalenin feshi sebebi oluşturacağı-
İcra Mahkemesinin ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamayacağı-
Tebligat Yönetmeliği'nin 21. maddesinde, tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekeceği-
Alacaklının şikayeti, ödeme emri tebliğ işlemine yönelik olup, bu iddia mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye ve karşı tarafa (borçluya ) delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınması gerekeceği-İcra müdürlüğüne yasada tanınan taktir hakkı sınırlı olduğundan Tebligat Kanunun 35. maddesine göre borçluya tebligat çıkarılması talebini icra müdürünün reddetme yetkisinin bulunmadığının kabulünün gerekeceği-
Borçlu adına ödeme emri tebligatının işyeri adresine çıkartıldığı ve aynı adreste çalışana tebliğ edildiği görülmüş ve tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de; tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olan bu tebligat, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüz sayılacağından, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerekeceği-