2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 38/A mad­desinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan ala­caklar ile Toplu Konut idaresi Başkanlığı’nın rehinle temin edilmiş alacakla­rının takibinde, ihalenin feshi talebi­nin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde yirmisi oranında para cezasına mahkum edeceği-
Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Mahkemece, posta memuru, muhtar ve diğer tanıklar dinlenip, şikayet dilekçesi ekindeki belgeler incelenmek suretiyle hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Adrese dayalı kayıt sisteminin gerçek kişiler yönünden olup, tüzel kişiler hakkında 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, zira tüzel kişiler adına ve adı geçenin ticaret sicilindeki adresine gönderilen tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31.maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek olmadığı, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı-
Muhtarlığın 26.08.2013 tarihli yazısında tebliğ evrakının 22.03.2013 tarihinde borçlu tarafından alındığını belirttiği, mahkemenin de buna dayanarak istemin reddine karar verdiği, söz konusu belgenin borçlunun tebligatı imzasıyla aldığını ispatlamadığının görüldüğü, oysa borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihten önce, ödeme emrinden, takipten haberdar olduğunun, ancak resmi nitelikteki bir belge ile ispatlanabileceği-
Borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatında şirket yetkilisinin adreste olmaması nedeni ile tebligatın aynı şirkette çalıştığını beyan eden yetkili kişinin imzasına tebliğ edildiği, dosya içinde bulunan 08.03.2011 tarihli vekaletnamede yetkili kişinin şirket adına tebligatları elden tebellüğ etmeye yetkili kılındığı, bu durumda borçlu şirket yetkilisinin adreste olmamasının tespiti üzerine aynı şirkette çalışan ve tebligatları tebellüğe yetki verilen şahsa yapılan ödeme emri tebligatı usule uygun olmakla mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün isabetsiz olduğu-
Şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve posta memurunca tebliğ evrakına " Tebligat Kanunu’nun 21/2 maddesi (mernis) gereğince mah. muhtarına tebliğ edilerek adres kapısına iki nolu haber kağıdı yapıştırılarak tebliğ edildi” şerhinin işlendiği, tebligatın bu hali ile usulsüz olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde, borçlunun gecikmiş itirazına dayanak yaptığı hastane kaydının, İİK. nun 65. maddesi kapsamında, borçlunun iş ve gücüne engel teşkil ettiğini ispatlar nitelikte bir rapor olmadığı, bu belgeye dayanarak itirazın süresinde yapıldığının kabul edilemeyeceği-
Tahliye davasında, gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edildiğine dayanılarak öğrenme tarihinden itibaren süresinde temyiz yoluna başvurulmamış, bu durumda borçlu, usulsüz olduğunu iddia ettiği ödeme emrine dayalı olarak verilen tahliye kararını kabullenmiş ve usulsüz tebligat şikayetinde mevcut olan hukuki yararını, tahliye kararını öğrenme tarihinden itibaren yasal süre içinde temyiz etmemekle ortadan kaldırmış olduğundan, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Satış ilanında Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre tebliğ edilen adres, şikayetçinin adrese dayalı kayıt sistemindeki adresi olmadığından, tebliğ işleminin usulsüz olup, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İki satış ilanı tebliğ işleminin de, adreste bulunmama sebebiyle mahalle muhtarı imzasına teslim edilip 2 nolu formülün kapıya yapıştırıldığı ve imzadan imtina eden komşusuna haber verildiği belirtilmek suretiyle yapıldığı,tebliğ memurunun, muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, adreste bulunmama sebebini ve tevziat saatlerinden sonra geleceğini Tebligat Yönetmeliği'nin 35.maddesi gereğince, Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorarak tespit edip, beyan ve imza almadan veya imzadan çekinme durumunu belirlemeden yaptığı tebliğ işleminin usulsüz olduğu-