Vekil ile takip edilen işlerde, tüm tebligatların vekile yapılacağı, Yasa'da belirtilen sürelerin de vekile yapılan tebligat ile başlayacağı-
Avukatlık Kanunu mad. 56 uyarınca avukatların veya avukatlık ortaklığının başkasını tevkil etme yetkisinin bulunduğu, bütün vekaletnameyi kapsayacak şekilde başka bir avukata veya avukat ortaklığına vekaletname yerine geçen yetki belgesi verebilecekleri ve bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu- Tebligat Kanunu mad. 11 uyarınca vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, vekilin birden fazla olması halinde ise birine tebligat yapılmasının yeterli olduğu-
Takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliğinin gerekli olduğu-
Vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesi gereğince vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, ancak davetiye çıkarılan vekilin davacının vekili olduğuna dair dosyada vekaletname ya da yetki belgesi olmadığı, adı geçen avukatın davacının yetkili vekili olmadığı anlaşıldığından, duruşma gününün davacının yetkili vekiline tebliği ile yargılamaya devam edilmesi gerekeceği-
Davalının takip dayanağı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiği sabit olup bu durumda, süreler vekile tebliğ ile başlayacağından vekile icra emri tebliğinin zorunlu olduğu-
Davacı vekilinin dava dilekçesinde bildirdiği adrese usulüne uygun davetiye gönderilerek duruşma gününden haberdar edilmesi gerektiği, UYAP uygulamalarının Anayasa ve Kanun'daki düzenlemelerin önüne geçemeyeceği, davacı vekilinin tebligata yarar en son adresini dava dilekçesinde bildirmesine rağmen sadece UYAP sistemindeki uygulama sebebiyle davacı vekilinin bildirilen son adresine tebliğ yapılamadığı belirtilerek duruşmaya tarafların katılmaması nedeniyle takipsiz bırakılan davanın HMK'nın  150'nci maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması Tebligat Kanunu'nun 11 ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. ile Avukatlık Kanunu'nun 41. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, davacı tarafça açılan itirazın kaldırılması davasına ilişkin duruşma gününü bildirir ve dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiyenin davalı borçlu vekiline tebliğ edilmesi gerekeceği-
Mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine İİK'nun 18/son maddesindeki yasal düzenlemeye rağmen HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu-
Gerekçeli karar, borçlu vekili kurum avukatı yerine, aynı isimde bir başka baroda kayıtlı avukata tebliğ edildiğinden, şikayetçi borçlu vekiline kalemde yapılan tebligata göre temyiz dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek temyiz talebinin reddine dair ek kararının kaldırılması gerektiği-