Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması gerektiği- İtirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunulması üzerine, duruşma gününü bildirir ve dava dilekçesi ekli meşruhatlı davetiyenin, ödeme emrine itiraz etmiş olan (davalı borçlu) vekiline tebliğ edilmesi gerektiği-
Davaya konu icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin borçlu asile 13.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, 20.04.2015 tarihinde ise davalı borçlu vekili tarafından borca itiraz edildiği; dava dilekçesi ile tenzip zaptı ve duruşma gün ve saatini bildiren tebligatın davalı asile yapıldığı, Tebligat Kanunu'nun 11. maddesine göre; vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı, duruşma gün ve saatini bildiren tebligatın da vekile tebliğinin gerektiği, davalı asile tebligat yapılmasının, taraf teşkilinin sağlandığı sonucunu doğurmadığı, bu durumda; davalı vekiline duruşma gününü bildiren tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken değinilen bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Temyize konu kararın verildiği ilk celsede mahkemece HMK'nun 73, 81, 82, 83, Avukatlık Kanunu'nun 41., Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunlu olduğu nazara alınmadan alacaklı asıla ön inceleme duruşma gününü bildirir davetiye çıkarıldığının, bu şekilde davalı alacaklı vekilinin yokluğunda yargılama yapıldığının ve HMK'nun 140/5 maddesinin dava konusu olayda uygulanmadığının görüldüğü, hal böyle olunca; mahkemece ön inceleme duruşmasında taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık ihtarlı kesin süre verilmeden, dayanılan deliller toplanılıp araştırılmadan, tanık listesi sunma imkanı tanınmadan karar verilmesi, hukuki dinlenilme hakkının ihlali (HMK m. 27) olduğu gibi HMK 297/c maddesine de aykırı olarak sonuca nasıl varıldığı anlaşılamayacak şekilde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
İstihkak davaları, icra takip dosyaları ile sıkı şekilde ilişkili davalardan olduğundan, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı alacaklının takip dosyasını takip eden vekile tebliğ edilmesi gerekirken, davalı asile tebliğ edilmesinin doğru olmadığı- Borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesinin, işin esasına etki etmeyecekse, davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı- Mahkemece yapılacak işin, asıl takip dosyası celp edilerek borçlunun davaya dahil edilip edilmeyeceği hususunun takdiri ile alacaklı vekiline tebligat yapılarak usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra,takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi harç alınarak ve bu şekilde noksan harç tamamlattırılarak tarafların gösterdikleri delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar vermek olması gerekeceği-
Borçlulara yapılacak satış ilanı ile tüm tebligatların, vekile tebliği gerekeceği, talimat icra dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, borçluların takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, vekilin satış kararından önce azledildiğine veya vekalet görevinden çekildiğine dair bir belgenin de bulunmadığı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, İİK'nun 127. maddesi uyarınca satış ilânının bir suretinin borçluya, borçlu vekille temsil edilmekte ise vekiline tebliği zorunlu olup, bu zorunluluğun yerine getirilmemesinin tek başına ihalenin feshi nedeni olduğu-
Borçlu, vekili aracılığıyla gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde borca itiraz ettiğinden ve vekile ait vekaletname takip dosyası içinde bulunduğundan, itirazın iptali davasında, ekinde dava dilekçesi bulunan ve üzerinde duruşma gününün yazılı olduğu tebligatın vekile yapılması gerekirken asile yapılmasının doğru olmadığı, davalı şirkete (asile) yapılan tebligat, usulsüz olup söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi hükmüne göre hakim davanın taraflarını dinlemeden, onları İddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği, mahkemece dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirket vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmayacağı-
Satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, söz konusu mahkeme kararının dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen satış ilanı tebligatının yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, şu hale göre, vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan, asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının da sonuca etkili olmadığı-
Tebligatın kendisine yapıldığı tarih itibariyle avukatın "Baro yönetimince görevden uzaklaştırıldığı"na ilişkin bir karar olup olmadığının ilgili baro başkanlığından sorulması gerektiği-