Borçlunun, vekili aracılığıyla, kıymet takdirine itiraz ettiği, anılan mahkeme kararının icra dosyaya sunulduğu ve vekilin azledildiğine veya istifa ettiğine dair bir kayıt bulunmadığı anlaşıldığından, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerektiği- Taşınmaz satışlarında, borçluya (borçlu vekiline) satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- K. takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanların, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyecekleri-  K. takdirine itirazın süresinde olmasına karşın "süre aşımından reddine" karar verilmesi halinde, kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının isabetsiz olacağı-
Kusur ve maluliyete ilişkin bilirkişi raporlarının davalı şirket vekiline usule uygun şekilde tebliğ edilmesi gerektiği-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Tebliğ memuru tarafından, muhatap avukatın adreste bulunup bulunmadığı araştırılarak tespit edilmediğinden tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu-
K. takdirine ve daha evvel düşürülen satışa ilişkin tebligatlar, borçlu vekili adına çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa bir tebliğ işlemi olmadığından, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanamayacağı- İİK. mad. 128/a uyarınca kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililerin, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabileceği- K. takdir raporu, borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerektiği- Satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde, zarar unsuru oluşmayacağı-.Feshi istenilen ihaleye konu şirket hisselerinin, muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin, hisselerin muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmakta ise de, kıymet takdiri tebliğinin usulsüz olması karşısında kıymet takdirinin kesinleşmediği ve borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz ettiği görüldüğünden, mahkemece, şirket hisselerinin icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdiri tarihine göre değeri belirlenerek, belirlenen değerin ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi, muhammen bedelin altında olması halinde ise, İİK. mad. 134/8. uyarınca zarar unsuru oluşmayacağından ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Satış ilanının, vekil yerine asile tebliğinin usulsüz olduğu, İİK.'nun 127. maddesi gereğince bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi teşkil ettiği-
HUMK. mad. 443/4 (HMK. mad. 367/2) gereğince gayrimenkul ile ilgili ayni haklara ilişkin kararların kesinleşmedikçe icra edilemeyeceği, bu nedenle aynı ilamda yazılı eklentilerin de infazının istenebilmesi için ilamın kesinleşmesinin zorunlu olduğu, buna karşılık, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan (gayrimenkul üzerindeki kişisel "şahsi" haklara ilişkin olan) ilamların icraya konulabilmesi için bunların kesinleşmesine gerek olmadığı- Mahkemece muhdesatın tesbitine karar verildiği, ilamda sicilde değişikliğe yol açan tescil hükmü bulunmadığı dolayısı ile ilamın taşınmazın aynına ilişkin olmayıp infazı için kesinleşmesi koşulu bulunmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Ödeme emrinin vekaletname sunup yetki itirazında bulunmak suretiyle takip safahatına katılan "borçlu vekiline" tebliğ edilmesi gerektiği-
Borçlu aleyhine başlatılan takipte; dayanak ilamdaki davalı(borçlu) vekilinin icra emrinde borçlu vekili olarak gösterildiği, bu vekile icra emrinin tebliği üzerine anılan vekilin müvekkili ile hukuki bir bağının, iletişiminin olmadığını, borçlu adına takipte yer almayacağını beyan ederek borçlu asile icra emrinin tebliğini istediği bilinerek; borçlu asilin icra emrini tebellüğ ettiği tarihe bakıldığında itfa itirazının süresinde olduğu-
Tebligat Kanunu'nun 11. maddesi, Avukatlık Kanunu'nun 41. maddesi, HMK'nun 73, 81, 82, 83 maddeleri gereğince vekille takip edilen işlerde tebligat vekile yapılacağından, duruşma gün ve saatini bildirir tebligatın da vekile tebliği gerekeceği, borçlu asile tebligat yapılmasının taraf teşkilinin tamamlandığı sonucunu doğurmayacağı-
K. takdirine itiraz davasında borçlunun vekili olduğu ve ilgili kararın talimat dosyası içeriğinde yer aldığı görüldüğünden, satış ilanının vekile tebliği gerektiği- Talimat icra dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Taşınmaz satışlarında, satış ilânının bir suretinin borçluya, borçlu vekille temsil edilmekte ise vekiline tebliğinin zorunlu olduğu, aksi halde ihalenin feshine gidileceği-