Kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili, kötü niyet tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; iş hukukundan kaynaklanan alacaklar bakımından baştan belirli veya belirsiz alacak davası şeklinde belirleme yapmanın kural olarak doğru ve mümkün olmadığı; bu sebeple iş hukukunda da belirsiz alacak davasının açılabilmesinin, bu davanın açılması için gerekli şartların varlığına bağlı olduğu-
Dava belirsiz alacak davası olarak açılmadığı ve dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde de, söz konusu alacaklar için temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik talebinin olmadığından, davacının ıslah dilekçesi ile faiz yönünden bir talebi olmasa da dava dilekçesinde talebinin olması sebebiyle ıslah ile artırılan miktarlar için de faiz talebinin var kabul edileceği, davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik bir talebi olmadığı gözetildiğinde mahkemenin taleple bağlı olarak dava ve ıslah tarihlerini esas alarak karar vermesi gerekeceği, davacının kıdem tazminatı dışında kalan diğer alacakları yönünden; dava ile talep edilen kısımlar için dava tarihinden itibaren, ıslah dilekçesinde talep edilen ve dava dilekçesindeki tutarın dışında kalan kısımlar için ise; ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekeceği-
Manevi tazminat, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı, zarar gören, bu zararın giderilmesi için öngördüğü miktarı kendisi belirleyerek talepte bulunabileceği-Manevi tazminat, niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olarak istenemez ise de, dava dilekçesinde ... TL manevi tazminat talep edildiği belirtildiğine göre belirtilen bu miktar üzerinden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan desteğin vefatı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesinin amaçlandığı, zarar gören, bu zararın giderilmesi için öngördüğü miktarı kendisi belirleyerek talepte bulunabileceği-Manevi tazminat, niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olarak istenemez ise de, dava dilekçesinde ... TL manevi tazminat talep edildiği belirtildiğine göre belirtilen bu miktar üzerinden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Fark ücret, ilave tediye, ikramiye, yemek yardımı, vardiya primi, ulusal bayram ve genel tatil, altıncı gün primi ve giyecek yardımı alacakları basit bir araştırma ile belirlenebileceği gibi, bu konuda objektif imkansızlıktan bahsedebilme imkanı da bulunmadığı; ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebi bakımından ise somut olayın özelliğine göre, dava dilekçesinde delil olarak işyeri kayıtlarının gösterildiği, tanık deliline dayanılmadığı, bu sebeple kabul ihtimalinde hesaplanan alacaktan uygun oranda indirim yapılması gerekmeyeceği düşünüldüğünde söz konusu alacağın da belirlenebilir nitelikte olduğu anlaşılması üzerine anılan alacakların tümünün belirsiz alacak davasına konu olamayacakları, ancak davanın tamamen ıslahı suretiyle dava türü tam eda davası olarak değiştirilmiş olduğundan esasın incelenmesi gerekeceği-
Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yazılı belgelere ve işyeri kayıtlarına dayanmayıp, tanık anlatımlarına dayanması halinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak takdir edilecek uygun oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği ve bu halde, tanık anlatımlarına dayanılarak hesaplanan alacak miktarından hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, alacağın belirsiz kabul edileceği- Mahkemece hafta tatili, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacakları bakımından davacının ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle hüküm altına alınmış ise de, bu alacaklar bakımından davanın belirsiz alacak davası olduğu anlaşılmakla bu alacaklara dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği-
Fark ücret alacağı, ilave tediye, ikramiye, yemek yardımı, vardiya (nöbet) prim alacağı, altıncı gün primi, giyecek yardımı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gerektiği; somut olayda, dava her ne kadar belirsiz alacak davası olarak açılmış ise de, davanın tamamen ıslahı suretiyle dava türünün tam eda davası olarak değiştirildiği; bu itibarla, mahkemece işin esasının incelenmesi gerektiği-
Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen maddi zarar alacağına esas alacak kalemleri yönünden 10.000 TL üzerinden belirsiz alacak davası açmış olup, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün olduğundan ve davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın miktarını açıkça belirtmiş bulunduğundan, davasını tam dava olarak sürdürmesi ve uğradığını iddia ettiği zararın tümü yönünden eksik peşin harcı tamamlaması için HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca kendisine kesin süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi farkı, ilave tediye ve akdi ikramiye farkı alacakları bakımından; talep içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere, davacı sendikaya üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden yaralanabileceği tarihi, çalışma süresini, en son ödenen ücreti, toplu iş sözleşmesi gereği alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, ödenmesi gereken ücret farkı, yıpranma primi farkı, ilave tediye ve akdi ikramiye farkı tutarını işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince belirleyebilecek durumda olduğundan, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücret farkı, yıpranma primi farkı, ilave tediye ve akdi ikramiye farkı alacaklarının belirsiz alacak olmadığı-
Uyuşmazlık konusu,kıdem tazminatı,ihbar tazminatı ve ücret alacağı bakımından; talep içeriğinden de açıkça anlaşıldığı üzere, davacı, çalışma süresini, kendisine en son ödenen aylık ücret miktarını, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatlerini, aylık ücretinin ödenmeyen kısmını belirleyebilecek durumda olduğundan, kıdem tazminatı,ihbar tazminatı ve eksik ödenen ücret alacağının belirsiz alacak olmadığı, dava konusu edilen alacakların belirlenebilir olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri anlaşılmakla, hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerekeceği-