İtiraz tarihindeki koşullara göre itiraz hakkında karar verilmesi gerekmekte olup, itiraz edenlerce ödeme yapılmış olması halinde,haciz baskısı altında yapılan ödemeler itiraz hakkını ortadan kaldırmayacağı gibi,diğer borçlunun ödeme yapmış olması halinde ise,ileride itiraz edenlerden  hak iddia edilmesinin engellemesi adına itirazların değerlendirilerek, itirazlar hakkında karar verilmesi gerektiği, bu durumda,itiraz tarihindeki mevcut koşullara göre itirazlar hakkında karar verilmesi gerekirken, talebin konusuz kaldığı gerekçesiyle hüküm verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğu-
    Her ne kadar borçlu vekili, kendilerine protesto çekilmediğini iddia etmiş ise de, keşideciye ödememe protestosu gönderildiği, hamilin, cirantaya müracaat edebilmesi, yasal süresi içerisinde, senet keşidecisinin protesto edilmesi yeterli olduğu anlaşılmış olup borçlu vekilinin bu istinaf sebebinin yerinde olmadığı-
İhtiyati haciz kararına karşı itirazı düzenleyen İİK'nın 265. maddesinde,  mahkemenin yetkisinin itiraz edilebilecek nedenler arasında sayıldığı, yine aynı maddede borçlunun, ihtiyati haciz kararına huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebileceği düzenlenmiş olup, dosyada yapılan incelemede haciz tutanağının borçlulara tebliğine ilişkin bir tebligat parçası olmadığı gibi bu yönde bir iddianın da bulunmamasına   göre talep eden vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazın süresinde yapılmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde olmadığı gibi borçluların ikametgahı ve kazanın meydana geldiği yer itibariyle ihtiyati haciz talebinde bulunulan İzmir Mahkemelerinin yetkili olmadığı da anlaşıldığından mahkemece bu gerekçeye dayanan itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına dair verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı-
İhtiyati haciz talebine konu alacağın esasına ilişkin olarak ihtiyati haciz kararına itiraz eden tarafından ihtiyati haciz kararına itiraz edilmeden önce menfi tespit davası açıldığı anlaşıldığından itirazın da esas davaya bakan mahkemece değerlendirilmesi gerekeceği-
Mahkemece, istemin, İİK'nun 266. maddesine dayalı teminat karşılığında menkul ve gayrimenkul mallar üzerine konulan ihtiyati haczin kaldırılması niteliğinde olduğu gözetilerek, anılan madde doğrultusunda inceleme yapılarak menkul ve gayrimenkul mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılıp kaldırılmayacağı hususunda bir karar verilmesi gerekirken, talep dışına çıkılarak, karar verilmesi, doğru olmadığı gibi İİK'nun 265. maddesi uyarınca sadece ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin görevine giren bir karar niteliğinde olan ....... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin .......... D.İş ....... K. sayılı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Gerek davacıların gerekse davalıların 31/01/2017 tarihli dava değeri üzerinden %15 teminat karşılığı ihtiyati haczin devamına ilişkin kararına karşı; durum ve koşulların değiştiği gerekçesiyle değiştirilmesine veya teminatsız kaldırılmasına yönelik yeni bir taleplerinin olmadığı ve buna rağmen İDM'nce davalılar üzerine kayıtlı taşınır ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine de İİK'nun 257.maddesi gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesinin (taşınmazlar dışında) tamamıyla yeni bir ihtiyati haciz kararı niteliğinde olduğundan itiraza tabi olduğu-Tasarrufun iptali davalarında tasarrufu yapan asıl borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceğinden 03/05/2017 tebliğ tarihinden itibaren 10 günlük süre içerisinde icra dairesine ibrazıyla infazı istenmeyen ve bu sebeple hükümsüz hale gelen ihtiyati haciz kararının da bu nitelikte yorumlanması gerektiği-İDM'nin istinafına getirilen 12/10/2017 tarihli ara kararı gereğince ara karara uygun şekilde gerekçeli karar yazılmadığı ve karar taraflara tebliğ edilmediğinden hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı ve itiraz hakkının ihlal edildiği-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun 2004 Sayılı İİK'nun 265.maddesi gereğince itiraz dilekçesi olarak kabul edilerek istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın itirazın İDM'nce değerlendirilmek üzere geri çevrilmesine karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz kararının verilmesinin ve infazından sonra icra takibinin kesinleşmesinin ihtiyati hacze itiraz hakkını ortadan kaldırmayacağı-
İhtiyati hacze itirazın reddi davası- Muhatap bankaya ibraz tarihi bulunmayan çeke dayalı ihtiyati haciz verilmesi doğru olmadığından, yerel mahkemece itirazın kabulüyle "ihtiyati haczin kaldırılması" gerekirken "itirazın reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati hacze itirazın İİK.'nun 265. maddesi gereğince duruşmalı olarak incelenmesi gerektiğinden, yerel mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesinin doğru görülmeyip yerel mahkeme kararının sair hususlar incelenmeksizin öncelikle bu yönden bozulması gerekeceği-
İİK. 265/2 madde hükmü uyarınca borç ilişkisinin dışında kalan üçüncü kişileri de doğrudan doğruya etkileyecek tarz ve içerikte verilen ihtiyati haciz kararları karşısında üçüncü kişilere bu durum nedeniyle itiraz hakkı verilmek suretiyle kendilerine açık bir hukuki koruma olanağının tanındığı, somut olayımızda mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının itiraz eden üçüncü kişileri doğrudan doğruya etkileyecek tarz ve içerikte olmayıp, itiraz edenlerin ileri sürdükleri itiraz nedenleri ancak ileride açılabilecek olan sıra cetveline itiraz davasının konusu olabileceği- Bu nedenle mahkemece yanılgılı gerekçeyle itiraz eden üçüncü kişilerin menfaati ihlal edilen kişiler olarak kabulü mümkün olmayıp itirazın bu nedenle reddi gerekeceği- Kabule göre de, İİK.'nun 265/2 maddesinde belirtilen menfaati ihlal edilen üçüncü kişilerin ancak İİK.'nın 265/2 maddesi uyarınca ihtiyati haczin dayandığı sebeplere ve teminata itiraz edebileceklerinden, mahkemenin yetkisine itiraz haklarının bulunmadığının da dikkate alınması gerekeceği-