Somut olaya konu olan bono, 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde icraya konulmadığından kambiyo senedi niteliğini yitirdiği;bu nedenle, senedin tek başına temel ilişkiyi ispat açısından yeterli bir belge olarak kabul edilemeyeceği- Davacının imzasını taşıyan bu belgenin yazılı delil başlangıcı sayıldığı ve aradaki temel ilişkinin zamanaşımı süresine tabi olduğu- 25.12.2019 tarihli ve 2019/1 E., 2019/8 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek (yazılı) delil başlangıcına dönüşen bonodaki vade tarihi; temel ilişkiye dayanılarak yapılan bir takip veya açılan bir davada temerrüde esas alınamayacağı- Zamanaşımına uğrayan bononun ilk bakışta kambiyo senedi niteliğini kaybettiği görülmekle,somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak ihtiyati haciz kararına itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinin usul ve hukuka uygun bulunmadığı-
İcra edilebilirlik şerhi alınmış Arabuluculuk Anlaşma Belgesi ile ihtiyati haciz talep edilebildiği-
İhtiyati haciz kararı genel mahkemede görülen dava sırasında ara karar ile verilmiş olup, gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğundan, kararın infazına ilişkin şikayetleri inceleme görevinin ihtiyati haciz kararını veren asliye hukuk mahkemesine ait olduğu-
Şikayete konu edilen ............ sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararının gerçekte ihtiyati tedbir niteliğinde bir karar olduğu, ayrıca .............. İcra Müdürlüğü’nün ............... E. sayılı dosyası ile herhangi bir icra takibinin henüz başlatılmadığı, sadece genel mahkeme yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbir mahiyetindeki haciz kararının infaz edildiği görüldüğünden, ihtiyati haciz kararının infazına ilişkin şikayeti inceleme görevinin ihtiyati tedbir kararını veren mahkemeye ait olduğu, o halde; ihtiyati haciz hakkında herhangi bir takibin bulunmadığı, ihtiyati haczin ihtiyati tedbir niteliğinde olduğu değerlendirilerek ihtiyati tedbirin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesinin , ihtiyatı haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararı İİK'nın 265/son maddesine göre kesin olup HMK'nın 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi gereğince temyiz edilemeyeceği-
İhtiyati haciz talep eden tarafından dosyaya sunulan, satış sözleşmesi, kriminal raporu, savcılık şikayet dilekçesine göre aracın karşı taraftan 255.000 TL bedelle satın alındığı ve üzerinde sahtecilik yapılarak kimliğinin değiştirilmiş olduğu, dosyaya sunulan deliller kapsamında yaklaşık ispat koşulunun ve ihtiyati haciz şartlarının sağlandığı-
Zamanaşımına uğramış bononun yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, senetteki imzanın inkar edilmemiş bulunması ile ihtiyati haciz kararının yalnız kambiyo senetlerine istinaden verilebileceğine dair hüküm bulunmaması nedeniyle, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmesi ve bu karara yönelik itirazın reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu- Senetlere konu borcun senet lehtarına ödendiği bu surette ihtiyati hacze itiraz edenlerin ödeme yükümlülüğün ortadan kalktığı yönündeki iddiaların ise, menfi tespit - itirazın iptali şeklindeki açılacak davalarla ileri sürülebilecek itirazlardan olup, ihtiyati haciz itirazında incelenemeyeceği, haczin hükümsüzlüğünü tespit yetkisi icra müdürüne, ihtiyati haczin hükümsüz kaldığına ya da infaz edilemeyeceğine yönelik şikayeti incelemeye yetkisi ve görevi de icra mahkemesine ait olduğu bu nedenle mahkemece verilen ihtiyati haciz kararında ve bu karara yönelik itirazın reddine dair ek kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Somut olayda, taraf vekillerinin itiraz ve itiraza cevap dilekçeleri ve ekindeki belgelerden, ihtiyati haciz kararı verildikten sonra itiraz eden borçlu tarafından aynı mahkemede 2021/251 E. kayıtlı ihtiyati hacze dayanak bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti davası açıldığı, (menfi tespit davasında da borçlu İİK 72/3 maddesine göre ihtiyati tedbir kararı almış olup, alacaklının itirazı üzerine söz konusu 2021/251 E. Sayılı dosyada aynı tarihte ihtiyati tedbire itirazın müraafası yapılmıştır); işbu ihtiyati hacze itirazın da esas hakkında dava açılması nedeniyle menfi tespit davasının açıldığı 2021/251 E. Sayılı dava üzerinden incelenmesi gerektiği anlaşılmakla, ihtiyati hacze itirazın incelenmesi için dosyanın esas hakkında açılan menfi tespit davasında görülmesi gerekirken değişik iş dosyası üzerinden görülerek sonuçlandırılmasının yerinde olmadığı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacının geçici hukukî koruma isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyatî tedbir mi, yoksa 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun(İİK) 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyatî haciz niteliğinde mi olduğu, buradan varılacak sonuca göre eldeki davada alacaklı yararına ihtiyatî haciz/ihtiyatî tedbir kararı verilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği-
İİK.’nun ihtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz başlıklı 265/son fıkrası hükmüne göre; ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceğinin ve Bölge Adliye Mahkemesinin bu başvuruyu öncelikle inceleyeceğinin ve verdiği kararların da kesin olduğunun belirtildiği, temyize konu kararın da; ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilmiş olup kesin nitelikte olduğu, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği-