Ölü kişi (borçlu) hakkında takip açılamayacağı ve yapılan takibin, borçlunun mirasçılarına yöneltilemeyeceği (mirasçılar hakkında yeni bir takip yapılması gerekeceği)– Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, aşağıdaki içtihatlarda bahsi geçen 04.05.178 Tarih ve 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı önemini yitirmiştir…
Âdi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından aktif ve pasif dava (takip) ehliyetinden yoksun olduğu, takibin (ve davanın) bütün ortaklar tarafından (bütün ortaklara karşı) açılması gerektiği -Adi ortaklık adına çıkartılan ödeme emrinin geçerliliği bulunmadığından adi ortaklık hakkında yapılmış olan takibin -süresiz şikayet yolu ile- iptale karar verilmesi gerekeceği-
Taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan, süresiz şikayet yoluyla ileri sürülebileceği-
İcra dairelerinin icra işlerinde birinci derecede sorumlu oldukları yaptıkları işlemlerin bazılarında hiç takdir yetkisi bulunmadığı, takdir yetkisi tanınan hallerde takdir yetkisini kullanırken, ilgililerin menfaatlerini en iyi şekilde gözetmek zorunda oldukları ve yaptıkları işlemlerin yerin deliğinin denetiminin ancak şikayet yolu ile icra hakimliklerine ait yetki olduğu, icra müdürlüklerinin verdikleri karardan kendiliğinden dönerek yeni bir karar vermelerinin mümkün olmadığı–
“İtiraz” ve “şikayet” arasında nitelik ve sonuç farkları bulunduğundan, borçlunun ödeme emrine karşı hem “itiraz” ve hem de “şikayet” yoluna başvurabileceği – Borçlunun yasal süre içinde icra dairesine başvurarak “örnek:7 ödeme emri”ne itiraz etmiş olmasının, aynı zamanda şikayet yoluyla icra mahkemesinden ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği-
Yabancı uyruklu kişilerin, Türkiye’de takipte bulunabilmek için -mensup oldukları devlet ile aramızda alacaklıyı teminat göstermekten muaf tutan ikili bir anlaşma bulunmadıkça- «yargılama ve takip giderleri» ile «karşı tarafın zarar ve ziyanını» karşılamak üzere gerekli teminatı döviz olarak yaptırmak zorunda oldukları-Bu zorunluluk yerine getirilmeden takibin başlatılmış olması halinde, alacaklıya "gerekli teminatı yatırması için" icra dairesince uygun bir süre verilmesi gerekeceği-
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde, alacaklının takip talebinde “fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını” istemiş olması halinde, takip konusu alacak, tahsil tarihine kadar “yabancı para alacağı” olarak değerlendirileceğinden, bu alacağa 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince “vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar” Devlet Bankalarının o para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faiz isteyebileceği-
İcra mahkemesince takip dayanağı ilamda öngörülmediği sürede, yabancı para alacağının Türk parası karşılığının tespit edilip, bu miktara, ilama aykırı olarak “TL faizi” uygulanamayacağı-