Hukuk davalarında olduğu gibi icra takiplerinde de tarafların ‘taraf ehliyetine’ sahip olmaları gerektiği yalnız gerçek ve tüzel kişilerin ‘taraf ehliyeti’ bulunduğundan Tarım İl Müdürlüğünün, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının bağlı bir birim olup, ayrı bir tüzel kişiliği olmadığından, takipte ‘aktif ve pasif husumet ehliyeti’ (taraf ehliyeti) bulunmadığı; …..Devlet Hastanesi Baştabipliği’nin Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir olup, ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığından ‘pasif husumet ehliyeti’ bulunmadığı; ….. Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir birim olup ‘pasif husumet ehliyeti’ bulunmadığı–
İştirak nafakanın alacaklısı müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eş olduğundan, eşin de velayet hakkı küçüğün reşit (ergin) olması ile sona ereceğinden, bu tarihten sonra iştirak nafakası talep edilemeyeceği–
Ödeme emrinde (“takip talebi”nde olduğu gibi) takip konusu yabancı para alacağının Türk parası ile tutarının gösterilmesi gerekeceği-
Âdi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından aktif ve pasif dava (takip) ehliyetinden yoksun olduğu, takibin (ve davanın) bütün ortaklar tarafından (bütün ortaklara karşı) açılması gerektiği -Adi ortaklık adına çıkartılan ödeme emrinin geçerliliği bulunmadığından adi ortaklık hakkında yapılmış olan takibin -süresiz şikayet yolu ile- iptale karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu yabancı para alacağının, takip tarihindeki Türk parası karşılığının «takip talebi»nde gösterilmiş olmasına rağmen, «ödeme emri»nde gösterilmemiş olmasının -«takibin iptaline» değil- «ödeme emrinin iptaline» neden olacağı(yada "borçlunun itirazının kaldırılmasına"karar verilmesi gerekeceği)–
Alacak bir belgeye dayanmakta ise; belgenin onaylı örneğinin ödeme emriyle birlikte borçluya gönderilmesi, aksi takdirde borçlunun şikayeti üzerine icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” karar verilmesi gerekeceği–
Takip alacaklısının boşanma davasında lehine hükmedilen “tedbir nafakası ara kararı” nı ilamsız takibe koymuş olması ve borçlunun gönderilen ödeme emrine itiraz etmesi üzerine, alacaklının itirazın kaldırılmasını talep etmesi halinde boşanma davası reddedildiğine göre, alacaklı tedbir nafakasının başladığı dava tarihinden itibaren kendisi için aylık … TL. , çocuk için aylık … TL. tedbir nafakasını, “red kararının kesinleştiği tarihe kadar” isteme hakkına sahip olduğu–
“İtiraz” ve “şikayet” arasında nitelik ve sonuç farkları bulunduğundan, borçlunun ödeme emrine karşı hem “itiraz” ve hem de “şikayet” yoluna başvurabileceği – Borçlunun yasal süre içinde icra dairesine başvurarak “örnek:7 ödeme emri”ne itiraz etmiş olmasının, aynı zamanda şikayet yoluyla icra mahkemesinden ödeme emrinin iptalini istemesine engel teşkil etmeyeceği-
İcra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişilerin icra dairesinin belirleyeceği teminatı göstermek zorunda oldukları; bu hususun, takip yapılmasının ön koşulu olup, kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle icra dairesince (ve icra mahkemesince) doğrudan doğruya gözetileceği– İcra dairesince (ve şikayet üzerine; icra mahkemesince) alacaklının mensup olduğu devlet ile ülkemiz arasında “mütekabiliyet” konusunda bir anlaşma olup olmadığının araştırılarak, böyle bir anlaşma yok ise icra müdürlüğünce belirlenecek teminatı yatırması için alacaklıya süre verilmesi gerekeceği-
Faiz alacağına mahkeme ilamında hükmedilmiş olması halinde, BK.’nun 113/II (şimdi; TBK. mad. 131/2) maddesi uyarınca halin icabından anlaşılan durum gereği, bu alacaktan açıkça feragat edilmediği müddetçe, faiz alacağı hukuki varlığını koruyacağından, alacaklının fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmasa bile, zaman aşımı süresinin dolmasına kadar, “ilamda yazılı eksik kalan faiz alacağı”nı her zaman ayrı takip yaparak talep edebileceği-