Vergi kimlik numarası her zaman tamamlanması mümkün olan bir noksanlık olduğundan, takip talebinde alacaklının vergi numarasının yazılı olmamasının “takibin iptali”ni gerektirmeyeceği-
“Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı”na ilişkin şikayetin borçlunun mirasçıları tarafından yapılmadıkça dinlenmeyeceği-
Takip konusu yabancı para alacağının Türk parası karşılığının «takip talebi»nde (ve «ödeme emri»nde) «harca esas değer» olarak gösterilmiş olması halinde, İİK. 58/II-3 ve 60/I. maddesi gereğinin yerine getirilmiş sayılacağı–
Şikâyet dilekçesinde olayın oluş şekline uygun düşmeyen veya davacının kişiliğine yönelen aşağılayıcı bir ifade şeklinde kullanılmamış olduğundan davalının şikâyet hakkını yasal sınırlar içinde kalarak kullandığı anlaşıldığından davanın reddi gerekeceği-
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde alacaklının «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden» ödeme yapılmasını istemiş olması halinde; vâde tarihi bulunan senetlerde «vâde tarihinden tahsil tarihine kadar», vâde tarihi bulunmayan senede dayalı takiplerde ise, «takip tarihinden tahsil tarihine kadar» ilamlı takiplerde ise; «dava tarihinden tahsil tarihine kadar» ‘yabancı para faizi’ (3095 s.K. 4/a), «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden» ödeme yapılmasını istememiş olması -yani; takip tarihindeki kur üzerinden ödeme yapılmasını istemiş olması halinde- vâde tarihinden takip tarihine kadar «yabancı para faizi», takip tarihinden tahsil tarihine kadar ise «avans (reeskont) faizi» (3095 s.K.) isteyebileceği–
“Adi” ve “ticari faiz” ayrımının, faizin bağlı olduğu para borcunun hangi hukuki ortamda doğduğuna bağlı olarak yapılan bir uygulama olduğu, “ticari faiz”in söz konusu olabilmesi için, asıl borcun bir “ticari iş”den doğmasının gerekeceği-
İİK. 58/3 ve 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–