Tapu iptali ve tescil davalarının kural olarak, dava, kayıt malikine, kayıt maliki ya da malikleri ölüyse mirasçılarına yöneltilerek açılabileceği- Davada kayıt malikinin mirasçıları taraf olarak yer almadığı, mirasçıların davada taraf sıfatını almış olmasına rağmen davaya yasal hasım olduğu gerekçesiyle Hazine de dahil edildiği- TMK’nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davalarında ancak kayıt malikinin mirasçı bırakmadan ölmüş olması halinde TMK’nun 501. maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla dava Hazine’ye yöneltilerek açılacağı veya daha sonra bu durumun anlaşılması halinde anılan madde gereğince dava Hazine’ye yöneltileceği- Mirasçılar davada taraf sıfatını almış olduğuna göre Hazine'nin eldeki davada husumeti bulunmadığından, davalı Hazine yönünden davanın husumet yokluğu sebebiyle reddi gerektiği- 
TMK. mad. 713/2 uyarınca açılan davaların öncelikle kayıt malikine, ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi, bu kişilerinde tespit edilememesi durumunda, gerek tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması ve gerekse TMK. mad. 501 uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazine aleyhine yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması gerektiği- Davanın tapu kaydında düzeltim davası olmadığı anlaşıldığından, davalı olarak gösterilen Tapu Sicil Müdürlüğü'ne husumet yöneltilemeyeceği gibi, davacının sonradan davaya dahil ettiği kişilerin de eldeki davada pasif husumet ehliyetleri bulunmadığı gözetilerek; davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
TMK. mad. 713/2 uyarınca açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davalarda, davanın kayıt malikine, kayıt maliki ölmüşse mirasçılarına yöneltilmesi gerekli olup kayıt malikinin veya mirasçılarının belirlenememesi halinde TMK. mad. 501  uyarınca son mirasçının Hazine olması, ayrıca tapu sicilinin tutulmasından sorumlu olması nedeniyle Hazine'nin davada taraf sıfatını alması gerektiği-
Gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerektiği- "Tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığının kabul edileceği,  tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malikin, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs olmadığı-
Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesine imkân tanıyan TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi, “Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2011 T. 58/52 s. kararıyla iptal edilmişse de; Anayasa Mahkemesi'nce yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.03.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun kabul edildiği- Tapu kaydında tescil tarihi Kadastro Mahkemesi'nin karar tarihi olan 09.09.1991 yazılı ise de, hatalı olarak yazılan bu tarih itibarı ile dahi davacı lehine 20 yıllık kazanma süresi tamamlanmamış kazanma koşulları gerçekleşmemiş olduğu-
Dava konusu taşınmazın kadastro tutanağı, kadastro sırasında taşınmaza revizyon gören tapu kaydı ve bu kaydın geldisi olan tapu kaydındaki bilgilere göre; iptali istenen 1/2 pay maliki tanınan ve bilinen kişi olduğundan, TMK. mad. 713/2'de yazılı ''maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan'' sebebine dayalı kazanma koşullarının gerçekleştiğini kabulünün mümkün olmadığı- Davacıların, aynı zamanda TMK'nun 713/2. maddesinde yazılı ''ölüm'' hukuki sebebine de dayandıkları anlaşıldığından, tapu kayıt malikinin ölümü belli ve mirasçıları mevcutsa, mirasçıları hasım gösterilerek davanın görülmesi, mirasçılarının mevcut olmadığı ve mirasının TMK'nun 501. maddesine göre Devlete kalması halinde Hazine hasım gösterilerek davaya devam edilmesi gerektiği-
Tapu iptali ve tescile konu edilen paylar paylı mülkiyet hükümlerine tabi olup, davacı tarafın hangi pay için hangi hukuki sebebe dayandığı açıklattırılıp buna göre taraf teşkilinin sağlanması, TMK'nun 713/2. maddesindeki maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan sebebine dayanılması halinde kadastro sırasında revizyon gören dayanak tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren getirtilerek davacıların bildirdiği diğer delillerin toplanıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi; aynı maddedeki ölüm sebebine dayanılması halinde ise, taraf teşkili sağlandıktan sonra Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına ilişkin Yargıtayın "17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, yani malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edildiği"ne yönelik istikrar kazanan uygulaması da gözetilerek davacıların delillerinin toplanması ve gerçekleşecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
El atmanın önlenmesi istemine ilişkin olarak harcı yatırılmak suretiyle yöntemince açılan bir dava bulunmadığından bu yönden bir talebin kabul edilemeyeceği- Yeni çıkmış kanun gereğince ilin mülki sınırları belediye sınırları kabul edildiğinden ve taşınmazın bulunduğu tüzel kişilik kaldırılarak belediyenin mahallesi haline dönüştüğünden yasal hasımla birlikte onların da davaya dahil edilmesi gerektiği-
Davacı taraf, elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olarak harç yatırmak suretiyle yöntemince bir dava açmadığından talebin kabul edilemeyeceği- Tescil davası sadece karşı açılmış olup, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren kanun gereğince Erzurum İlinin mülki sınırları Büyükşehir Belediye sınırları kabul edildiğinden ve taşınmazın bulunduğu tüzel kişilik kaldırılarak ilgili belediyenin mahallesi haline dönüştüğünden artık bu dava yönünden yasal hasım ile birlikte davaya belediyenin de dahil edilmesi gerektiği-
Tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması halinin (TMK. mad. 713/2); taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olması anlamında geldiği; tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malikin, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs olmadığı- Tapu kaydı, tedavül kayıtları ve tapulama tutanağındaki açıklamalara göre kayıt malikleri tanınan, bilinen ve yaşamış kişiler olup, TMK. 713/2 koşullarının gerçekleştiğini kabul edilmeyeceği ve bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği-