Tapu iptali ve tescil davalarında dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüşse mirasçılarına karşı açılacağı- Dava konusu taşınmazın tapuda davalıların murisi A.C. adına kayıtlı olduğu, kayıt malikinin 1951 yılında öldüğü, tapu kaydının intikal görmediği dosyada bulunan veraset belgesinden anlaşıldığına göre, kayıt malikinin mirasçılarından H.M. ile F.C.'e husumet yöneltilmediği, dolayısıyla taraf teşkilinin sağlanmadığı- Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olmadığı ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün olabileceği- Kanunun açıkça izin verdiği hallerden birinin de TMK'nın 713. maddesindeki düzenleme olduğu- Davanın açıldığı tarih ile taşınmazın tescil tarihi ve kayıt malikinin ölüm tarihi arasında 20 yılı aşkın bir süre geçtiği ancak mahkemece, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı gerekçe gösterilerek hatalı değerlendirmeyle davanın reddine karar verildiğinden davacılar lehine olağanüstü zamanaşımıyla kazanma koşulların oluşup oluşmadığı hususunda bir araştırma yapılmadığı-
Dava konusu 2009 parsel sayılı taşınmazın, "M. oğlu ölü H.K. mirasçıları" adına tapulama sebebiyle 18.11.1963 tarihinde tapuya tescil edildiği, tapu kaydında 05.03.2014 tarihinde mirasçılara intikal işlemi yapıldığı- Tapu malikinin H.K. değil 18.11.1963 tarihinde H.K.'ın sağ olan mirasçıları olduğu- Davacı lehine kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı bu mirasçıların ölüm tarihlerine göre belirlenmesi gerektiği- Dava konusu 2009 parsel sayılı taşınmazın tapuya tescil tarihi olan 18.11.1963 günü itibariyle sağ olan mirasçılarından H.B.'nın halen sağ olduğu, mirasçılarından S.K.'ın ise dava tarihinden sonra 06.08.2015 tarihinde öldüğü, TMK'nun 713/1-2. fıkralarında yer alan kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleşmediği anlaşıldığından, davanın açıklanan bu sebeple reddine karar verilmesi gerektiği- 
Tapu kaydının iptali istenen malikler A. oğlu H., İ. karısı Havuş, S. karısı N.e ve M. karısı G.naz'ın tanınan ve bilinen kişiler olup, TMK'nun 713/2. maddesinde yazılı ''maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan'' hukuki sebebine dayalı kazanma koşullarının gerçekleştiğini kabule olanak bulunmadığı-
Usûle aykırı şekilde taraf teşkili yapılmadan ve kadastro tespitine göre sahibi olan kişiye ya da mirasçılarına davaya karşı cevap hakkı tanınmadan yargılamaya devam olunarak sonuçlandırılmasının hatalı olduğu- Hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek, mahkemenin tarafları dinlemeden, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usûlüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremeyeceği-
Dava konusu taşınmazın tapuya tescil tarihi olan 24.01.1967 günü itibariyle pay malikinin mirasçılarının ölmüş olduğu, anılan parselin tapuya tescil tarihinde murisin başkaca mirasçısı bulunmadığı, davanın açıldığı tarihe kadar TMK.nun 713/2. fıkrasında yer alan 20 yıllık sürenin dolduğu anlaşıldığından ve bu süre içerisinde tapu kaydının intikal görmediği, dosya arasındaki kayıtlarla sabit olduğundan, TMK.nun 713/1-2. fıkralarında yer alan kazanma koşulları ve süresinin davacı yararına gerçekleştiği- Dava konusu taşınmazın tapuya tescil tarihi olan 24.01.1967 günü itibariyle 1/3 pay maliki ölü kişinin sağ olan mirasçılarının olduğu, 1/3 pay maliki ölü kişinin mirasçılarından birinin ise 11.03.1998 tarihinde öldüğü, tapuya tescil tarihi itibariyla terekenin elbirliği hükmüne tabi olup, tescil tarihinde sağ olan mirasçılarından en sonuncusu ölene kadar tapu malikinin sağ olduğunu kabul etmek gerektiği, dava tarihi olan 13.10.2006 itibariyle 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı- Tapu iptali ve tescil davalarınında kural olarak kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilerek açılacağı-  Kayıt malikinin mirasçılarının bulunmaması halinde Hazinenin TMK.nun 501. maddesi gereğince son mirasçısı olarak davada yer alabieceği- Hazine kayıt maliki olmadığından, hükmün esasını temyiz etmesinde de hukuki yararının bulunmadığı- Davacı taraf davayı açarken Hazineyi davalı gösterdiğinden, mahkemece Hazine'ye karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-  TMK'nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davalarn, TMK'nun 713/2. maddesindeki yollama nedeniyle, aynı maddenin diğer fıkralarında yazılı koşullara tabi olması gerektiği ve "tescil davası" sözcüğünün 1. ve 2. fıkraya göre açılacak davaları da kapsadığının kabulü gerektiği ve buna göre iptal ve tescil isteği nedeniyle davada taraf durumunu almış bulunan kayıt malikinin mirasçıları davalıların harç, avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı- 
3402 s. K. mad. 30/2 gereğince, gerçek maliki belirleme ve malik hanesindeki boşluğu doldurma görevi Kadastro Mahkemesi'ne ait olduğuna, öte yandan aynı Yasa'nın 26/son ve 27/1 maddeleri uyarınca taşınmaz hakkında tutanak düzenlendiği tarihten itibaren tutanağın kesinleşmesine kadar kadastro mahkemesi görevli olarak belirlendiğine ve görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her hal ve aşamasında resen gözönünde bulundurulmak gerektiğine göre, mahkemece, uyuşmazlık hakkında görevsizlik kararı verilmek suretiyle dava dosyasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesi'ne gönderilmesi gerektiği-
Tapu kaydı, tapulama tutanağındaki açıklamalara ve dayanak tapu kayıtlarına göre; kayıt maliki tapu kütüğündeki bilgilerden kim olduğu anlaşılan ve bilinen kişi olup, davacı lehine TMK'nun 713/2. maddesinde yazılı ''maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan'' hukuki sebebine dayalı kazanma koşulların gerçekleştiğini kabule olanak bulunmadığı-
TMK'nun 713/2. fıkrasında yer alan; “…maliki tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan…” hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nun 713/1–2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin davada; mahkemece yapılacak iş, davanın öncelikle dava konusu taşınmazda tapuda nizalı payların kayıt malikleri olan O., N., Mutuş kızı A. ve E.'ye yöneltilmesi gerektiği; bu kapsamda, anılan şahısların sağ olup olmadıklarının ve vefat etmiş iseler varsa mirasçılarının kesin bir biçimde saptanabilmesi için bu kişilerin hasımlı (hasım Hazine olmak üzere) veraset belgelerinin alınıp dosyaya konulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması; mirasçılık belgesine göre belirlenecek yöntem ile taraf teşkili sağlanarak davanın yürütülmesi, tebligatlar yönünden 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin gözönünde tutulması, dava dilekçesi, hüküm ve bozma ilamının O., N., Mutuş kızı A. ve E.'ye vefat etmiş iseler varsa mirasçılarına tebliğ ettirilmesi, böylece taraf teşkilinin sağlanması ondan sonra işin esasına girilerek davacı ve davalı Hazine vekilinin talepleri konusunda bir hüküm kurulması gerektiği-
Mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil talebiyle açılan davada, yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin ilk hükmünün temyizi üzerine Dairemizce davada taraf teşkilinin sağlanmasının gerekliliği noktasından yapılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekili, kayıt malikleri "Safiye ve Ş.'in " veraset belgelerinin alınması için Tokat Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açtıkları dava sonucunda, bu kişilerin tüm aramalara rağmen mirasçılarına ulaşılamadığından mirasçısız öldükleri kabul edilerek, mirasçılarının Hazine olduğunun tespitine ve mirasın Hazine'ye aidiyetine karar verildiği ve Hazine'nin bu sebeple davada taraf olarak yer aldığından, TMK. mad. 501'e göre mirasçı bırakmadan öldüğü alınan veraset belgesi ile belirlenen "Safiye ve Ş.'e" ait payların (ileride ortaya çıkabilecek mirasçıların istihkak davası açma hakları saklı kalmak kaydıyla) Devlet'e intikal ettiği- Kanunen Devlete kaldığı belirlenen taşınmazlarının kazandırıcı zamanaşımı ile iktisabı ise mümkün bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği- 
Tapu kaydı, tapulama tutanağındaki açıklamalara ve dayanak tapu kaydına göre; kayıt maliki F. kızı Mahdume'nin tapu kütüğündeki bilgilerden kim olduğu anlaşılan ve bilinen kişi olup, davacı lehine TMK'nun 713/2. maddesinde yazılı ''maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan'' hukuki sebebine dayalı kazanma koşulların gerçekleştiğini kabule olanak bulunmadığı-