Tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, mahkemece kabul edilen pay üzerinden oranlanması ile bulunacak meblağın toplamına göre nisbi vekalet ücretinin taktiri gerekeceği-
Kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve paftasında yol olarak gösterilen yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddia vaki olmamış ve dava tarihine kadar geçen süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmamış olduğundan, davanın, makul sürede açılmadığı ve dava konusu taşınmazın paftasında yol boşluğu olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıl geçmediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- Mülkiyetin tesbiti davasında, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümü yol niteliği ile kamu emlakına dönüşerek kamu malı niteliğini kazandığından, bu yerin özel mülkiyet şeklinde tapuya tescilinin mümkün olmadığı, tescil kararı verilemediği durumlarda mülkiyetin tesbitine karar verilmesi gerekeceği, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri TMK. mad. 713/3 uyarınca kanuni hasım durumunda olduğundan, eksik harcın davacı taraftan alınmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın 1970 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında "taşlık, yol boşluğu" olarak tespit dışı bırakıldığının belirlendiği, böyle bir yerin emek ve masraf sarfı suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesine müteakip, kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesi suretiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddesi hükümlerine göre kazanılmasının mümkün olduğu-
Davacının dava dilekçesindeki ve aşamalarındaki beyanlarına göre; taşınmazın mülkiyetinin davalı ile tartışmalı olduğu, bir başka anlatımla, taşınmazın niteliği ve geometrik durumu hakkında taraflar arasında bir uyuşmazlığın olmadığı, bilindiği üzere, adalet hizmetlerinin meri Anayasamıza göre en kısa sürede, adil, adaletli ve en az masrafla yerine getirilmesinin gerektiği, bu nedenle, mahallinde yapılan keşifte fen ehli ve ziraatçinin bilirkişi olarak dinlenmelerine gerek duyulmadığı, ayrıca, tespit bilirkişileri kadastro mahkemesinde görülmekte olan davalarda resen dinlenmesinin gerekeceği, bu kişilerin kadastrodan sonra tespit öncesi nedenlere dayandırılarak açılan iptal ve tespit davalarında dinlenmelerine gerek olmadığı-