Ziraatçi bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmaz bölümleri yönünden davacılar lehine kazanma koşullarının oluşmadığı, mahkemece, bilimsel gerekçelere ve maddi bulgulara dayalı anılan uzman ziraatçi bilirkişi raporu doğrultusunda davanın tamamen reddine karar verilmesi gerekirken soyut nitelikli yerel bilirkişi ve tanık ifadesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Paftasında orman nitelemesi yapılarak tapulama harici bırakılan yerlerde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin, ancak o yerde orman kadastrosu yapılıp kesinleştikten sonra başlayacağı, yörede henüz orman kadastrosu yapılmadığına göre, taşınmazların arazi kadastrosunda hangi nitelikte tapulama harici bırakıldığının belirlenmesi, yöreye ait ve son 20 yılda düzenlenmiş hava fotoğrafları, memleket haritaları varsa amenajman planları getirilerek tanıkların zilyetliğe ilişkin beyanları bu belgelerle denetlenmesi, taşınmazların hangi idari birimde kaldığı belirlenmesi, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği, öncesi orman olan bir yerin üzerinden orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmesi, çevrede henüz orman kadastrosu yapılmadığından taşınmazların zilyetlikle kazanılmayacağı göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Öncelikle çalılık ve makilik vasfı ile tescil harici bırakılan dava konusu yer bakımından orman araştırması yapılmasının zorunlu olduğu, 3116 sayılı Yasa’ya göre orman tahditi yapılıp yapılmadığı ya da 6831 sayılı Yasa hükümleri uyarınca çalışma yapılıp yapılmadığının araştırılmasının zorunlu olduğu, nizalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kanunları gereğince bir çalışma yapılmamış ise, o takdirde en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarından yararlanarak (MAH uygulaması yapılarak) taşınmaz ve çevresinin durumunun belirlenmesinin gerekeceği-
Kural olarak tespit öncesi nedenlere dayanılarak kadastro çalışmalarında haklarında tutanak düzenlenmeyerek tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında tespit harici bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar makul sürenin geçirilmemesinin gerekeceği-
Kadastro işlemlerinden sonra tapulu taşınmazlar için vaki olacak miras taksim sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması gerekeceği (TMK. mad. 676/son), taksim sözleşmesinin tapuda yapılan resmi senetle mirasçılar arasında yapıldığına ve yapılan bu resmi senede bağlı paylaşım hukuken tarafları bağladığına göre davacının daha önce kararlaştırılan taksimden döndüğünün kabulü gerekeceği ve babanın sağlığında çocukları arasında yaptığı paylaşıma dayanılarak iptal ve tescil istenemeyeceği-
193 ada 4 sayılı parselle ilgili Kadastro Mahkemesi’nde eldeki dava dışında açılan bir başka dava ve istek yok ise, kesinleşen bu parsele ilişkin tutanak gözetilerek tapuda tescil işleminin yapılmasının sağlanmasının, kayıt malikleri belirlendikten sonra hatalı istek de gözönünde bulundurularak durumun değerlendirilmesinin, söz konusu parselin davacılara ait olmadığının belirlenmesi halinde, dava konusu yerin kazanma koşullarının davacılar yararına oluştuğu gözetilerek bağımsız parsel halinde adlarına eşit oranda tapuya kayıt ve tescilinin düşünülmesinin gerekeceği-
Yol, meydan ve köprü gibi orta malları haritasında gösterilmekle yetinileceği, taşınmazın haritasında yol olarak gösterilmesi bir kadastro işlemi olup kadastro tutanağı düzenlenmediği için böyle bir işlemin tesbit dışı bırakma işlemi niteliğinde olduğu-
Dava konusu yerin 1960 yılında yapılan arazi kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümlerine göre tespit harici bırakıldığının anlaşıldığı, keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin, dava konusu yerde bulunan meşeler kesilmek suretiyle taşınmazın kültür arazisi haline getirildiğini, buğday ve arpa ekmek suretiyle kullanıldığını açıkladıkları, taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulünün gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden sorulmadığı, aksi halde, çifte tapuya yol açacağı, bu nedenle teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğü’nden sorulmasının gerekeceği-
Uyuşmazlık dava konusu taşınmazın mera niteliğinde olup-olmadığına ilişkin bulunup; taraf tanıklarının komşu köyler halkı arasından seçilerek dinlenilmesinin, hava fotoğraflarından yararlanılmasının, komşu parsellere ait kadastro tutanaklarının onaylı ve okunaklı suretleri ile varsa dayanak tapu ve vergi kayıtlarının getirtilerek mahallinde uygulanmasının gerekeceği-