“Haciz müzekkeresi” ile “tahsilat makbuzu”nun resmi dairelerin yetkileri dahilinde düzenledikleri belgelerden sayılmayacağı, alacaklıya “itirazın kaldırılması”nı isteme hakkını vermeyeceği-
Müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatını taşıyan kişinin takip konusu borcu ödeyerek aldığı rücu belgesine dayanarak borçlu hakkında yaptığı takipte, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine, alacaklının “itirazın kaldırılmasını” icra mahkemesinden isteyemeyeceği-
Kira borcu için düzenlenmiş bulunan ancak keşide yerleri bulunmayan üç adet senede dayalı olarak yapılan ilamsız takibe borçlunun itirazda bulunmasından sonra, alacaklının icra mahkemesinden “itirazın kaldırılması” nı istemesi durumunda, “kira borcu bulunmadığını” ileri süren borçlunun, bu savunmasını İİK’nun 68. maddesinde belirtilen belgelerle isbat etmek zorunda kalacağı, aksi taktirde mahkemece “itirazın kaldırılmasına” karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince “itirazın kaldırılmasına ve borçlunun %40 (şimdi; %20) icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulmasına” karar verilmiş olması halinde, alacaklının bu ilama dayalı olarak duran ilamsız icra takibine devam edilmesini isteyebileceği gibi, ilamında hükmedilen icra inkar tazminatı ve fer’i leri için aynı takip dosyası üzerinden talepte de bulunabileceği-
Borçlunun işlemiş faiz miktarına yönelik itirazını yerinde bulmayan icra mahkemesinin “itirazın kaldırılmasına” karar verirken, ayrıca işlemiş faiz tutarı üzerinden alacaklı lehine %40 (şimdi; %20) üzerinden inkar tazminatına da hükmetmesi gerekeceği-
İtirazın kesin olarak kaldırılmasını isteme süresi olan 6 aylık sürenin, borçlunun itirazının alacaklıya tebliği ile başlayacağı (tebliğ edilmedikçe itiraz sürenin başlamayacağı)-
Takibin iptali nedeniyle menfi tespit davası konusuz kalsa bile mahkemece dava tarihi itibariyle haklılık durumu üzerinde durularak vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin gerekeceği-
Alacaklının “itirazın kaldırılması” isteminin kabulü halinde ve ayrıca alacaklının da talebinin bulunması durumunda, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmiş olması halinde, alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği-