Tapu iptal/terkin-tescil davalarında, dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılacağı- Tapuda infaz işlemi yapılmadığından, taşınmaz halen önceki malikler adına kayıtlı görünmekte olup, kamulaştırma işlemi yapılıp kesinleşmiş ve mülkiyet bu nedenle tescil gerekmeksizin davalı Belediyeye geçmiş ise de (TMK m.705/2); davanın kabul edilmesi halinde tapunun iptali sonucu terkin kararı verilmesi durumu ortaya çıkabileceğinden, tapuda şeklen hak sahibi gözükenlerin de davada davalı sıfatıyla yer almaları gerektiği-
Genel yola elatmanın önlenmesi ve kal isteği-
İptal edilip davacı adına tesciline karar verilen ve davalı üzerinde bırakılan pay ve paydaların hükümde açıkça belirtilerek tarafların taşınmazlarda paydaş kılınması gerekeceği-
Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin kazanılması mümkün bulunmayıp, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan bir yerin koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılmalarının olanaklı olduğu-
4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesi hükmünün, belediye adına tescil edilerek belediyenin özel mülkü haline gelen taşınmazlara uygulanamayacağı-
Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerler Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerler olduğu, ancak, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan ve dolgu yapılmayan bir yerin koşulları mevcut olduğu takdirde, özel mülkiyete konu olmasının olanaklı olduğu-Uzman jeolog bilirkişi dinlenilmek suretiyle dava konusu taşınmazın belirtilen bölümünün aktif dere yatağı veya derenin etkisi altında bulunup bulunmadığının, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup olmadığının açıklığa kavuşturularak, Yargıtay denetimine açık bilimsel içerikli rapor alınıp, ondan sonra karar verilmesi gerekeceği-
TMK.nun 713/2. maddesi bakımından kazanma süresi ve koşullarının gerçekleşmesi durumunda mülkiyetin kazanılabileceği- Kayıt maliki mirasçı bırakmış ise, Hazine'nin bu tür davalarda yer alma olanağının bulunmayacağı-
Taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı, bu yerlerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu hukuki sebebine dayalı olarak açılan tapu iptali ve terkin isteğine ilişkin davada, çekişme konusu taşınmaza kadastro tespiti esnasında uygulanan tapu kaydının hazinenin de taraf olduğu mahkemenin tescil ilamı ile oluştuğu anlaşılmasına karşın mevcut tescil krokisinin ve buna bağlı olarak kesinleşen hükmün eldeki davaya kesin hüküm oluşturabileceği ve Hazineyi bağlayacağı-
Anayasa Mahkemesi kararı gereğince 3621 s. Kıyı Kanunu'na göre kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığından tapu kaydının iptali davasının, zamanaşımı nedeniyle reddedilemeyeceği, mahkemece dava konusu taşınmazın 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre değerlendirilmesi gerektiği- Kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı (6099 s. K. mad. 16, 3402 s. K. mad. 36; 36/A)-