Çifte tapunun önlenmesi bakımından, nizalı yere ilişkin hükme esas alınan teknik bilirkişinin rapor ve krokisinin Tapu Müdürlüğü'ne gönderilerek, dava konusu yerin tapuya kayıtlı olup olmadığının sorulması gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın Hazine'nin de tarafı olduğu kesin hüküm ile tapu kaydının oluştuğu, kök tapu kaydının dava konusu parselin tamamını da kapsadığı anlaşıldığına göre kesin hükmün, tarafı olan Hazineyi bağlayacağı gözetilerek davanın kesin hüküm sebebi ile esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın kıyı kenar çalışmasında kıyı kenar çizgisi içerisine alınması suretiyle davacının taşınmazdan yararlanma ve tasarruf etme imkanı kalmadığı ve mülkiyet hakkı kısıtlandığından taşınmaz bedelinin Hazineden tahsili ile tapudan terkinine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Genel sudan yararlanmaya başlanıldığı tarihi belirlemenin mümkün olması halinde kadim yararlanmadan söz edilemeyeceği-
3194 sayılı İmar Yasası'nın 11. maddesinde koşullarının varlığı halinde Hazine arazilerinin belediyeye bedelsiz olarak terk edileceği ve tapu kaydının terkin edileceği belirtilmiş olup, aynı maddede devrin hangi usul ve esaslar dairesinde olacağı da hükme bağlandığından(Belediye veya valiliğin teklifi, Maliye Bakanlığı'nın onayı ile taşınmazın mülkiyeti belediyeye intikal ettirilebilecektir.)söz konusu taşınmazlar kanun gereği doğrudan doğruya intikal edemeyeceği,yasada öngörülen usullere uyulmak, tapu kaydı terkin edilmek suretiyle devredilebileceği-
Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından açılan ve henüz infaz edilmemiş bulunan dava ve kararlarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama ücreti hükmedilemeyeceği-
Taşınmazın öncesinin sazlık yerlerden olduğunun, Armutlu Çayı yatağında bulunduğu konusunda duraksamamak gerekeceği, sazlık ve bataklık niteliğinde bulunan yerler ile dere ve çay yataklarının TMK'nun 715 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C. maddesi gereğince devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya ile edinilmelerinin mümkün olmadığı, bu tür yerlerin TMK’nun 999. maddesi gereğince özel mülkiyete konu yapılacak biçimde tapuya tescillerinin de olanaklı olmadığı-
Vergi kayıt miktarı 11.950 m2 olduğuna ve vergi kayıt miktarı kadar yer revizyon gördüğü parsellerle kayıt maliklerinin mirasçıları adına tespit ve tescil edildiğine göre, dava konusu taşınmazın miktar fazlasının göl sahasından edinildiğinin kabulü ile davanın reddine karar vermek gerektiği-