HMK. mad. 310 gereğince, davayı kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceğinden, mahkemece, bir karar verilip, davadan el çekildikten sonra davalı vekili tarafından dava kabul edildiğine ve bu aşamada kabul hakkında karar verme yetkisi yerel mahkemeye ait bulunduğuna göre; davalı vekilinin davayı kabul beyanı hakkında bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Davacı üçüncü kişinin işyerinde yapılan hacize üzerine açılan istihkak davasında, mahkemece, "ibraz edilen kira sözleşmesinin bu adrese ait olmadığı, davacı ve borçlunun aynı iş kolunda faaliyet gösterdiği, davacı tarafından ibraz edilen faturaların haczedilen mallara uyumluluk gösterdiği ancak davacının ibraz ettiği defterlerde kaydına rastlanmadığı"ndan istihkak iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile "davanın reddi"ne karar verilmişse de; mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi yararına olup davanın İİK. madç 96 uyarınca, üçüncü kişi tarafından açılmasının, ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmayacağı, karine aksinin alacaklı tarafından ispatlanması gerektiği, ispat yükü altında olan alacaklı, karinenin aksini kanıtlamaya elverişli, dava konusu mahcuzların borçluya ait olduğunu ve borçlu ile 3. kişinin adreste birlikte faaliyette bulunduğu kanaatini oluşturacak delilleri dosyaya sunamamış olduğundan, davacı üçüncü kişinin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, mülkiyet karinesi hatalı değerlendirilerek karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçluya istihkak davası açma hakkı tanınmadığından, sıfat yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
3. kişinin açtığı istihkak davasında, karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
İstihkak davalarının asıl icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi ile davalının yerleşim yeri mahkemelerinde açılması gerektiği-
Mahkemece, haciz tutanağının 3. sırasında belirtilen makineye ilişkin başvurunun istihkak davası olarak kabul edilerek, eldeki davadan tefrik edilmesinin, Mahkeme'nin ayrı bir esasına kaydının yapılarak, alınması gerekli peşin nispi başvuru harcının ikmal ettirilmesinin ve taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, tarafların toplanan ve toplanacak tüm delileri iddia ve savunmalar kapsamında birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
İki farklı dosyanın eldeki istihkak uyuşmazlığıyla ilgili olduğu anlaşıldığınan; mahkemece, eldeki dosyada isteğin de istihkak davası olarak nitelendirildiği gözönüne alınarak, anılan dosyaların akibetlerinin araştırılarak, hüküm kurulması gerektiği-
Üçüncü kişi tarafından icra müdürünün banka hesabına yatırılan para- İstihkak-
Başvuru bu hali ile İİK' nun 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası olup, şikayet olarak icra mahkemesine gelinmesinin, HMK'nun 33. maddesinde yer alan hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu kuralı doğrultusunda sonuca etkili olmadığı, o halde mahkemece başvuru istihkak davası olarak vasıflandırılıp, varsa harç eksikliği giderildikten ve taraf teşkili sağlandıktan sonra tarafların iddia ve delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken istemin şikayet olarak nitelendirilip yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Üçüncü kişinin İİK'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı açtığı istihkak davasında, faturayı düzenleyen firma defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak faturaların ticari defterlerde, hacizli malların da şirket envanterinde kayıtlı olup olmadıkları tespit edilerek rapor alınıp gerektiğinde firma yetkililerinin tanık sıfatıyla dinlenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-