3. şahsın ancak genel mahkemelerde açacağı dava ile mülkiyet iddiasında bulunabilceği ve haczin kaldırılmasını isteyebileceği-
İstihkak davasının dinlenebilmesi koşullarından birisinin de "geçerli bir alacağa dayalı takip yapılmış olması" olduğu- Davalı 3. kişinin, "takip konusu alacağın gerçek olmadığını gerçek bir alacak ilişkisi bulunmadığını, takibin danışıklı olduğunu iddia ettiği"; takip dayanağı bono 250.000,00 TL üzerinden ve nakten alınan para için borçlanılmış olduğu, bu miktar paranın ne sebeple verildiği hususunun aydınlatılmamış olduğu, borçlu hakkında takip kesinleşmesine rağmen hakkında hiçbir işlem yapılmamış olduğu görüldüğünden, öncelikle, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı hususunun, mahkemece, takip dayanağı bononun düzenlenme nedeni ve tacir olan borçlu şirket kayıtlarında girdisinin olup olmadığı, borçlular ve alacaklı arasında bu borcun doğumunu gerektiren ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, gerekirse konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile alacaklı ve borçluların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak saptanması gerektiği-
Davacının açtığı istihkak davasında, mahkemece, davacının borcu ödeyen 3. kişi konumunda olup yapılan bu ödemenin İİK'nun 12. maddesi uyarınca borca mahsuben ödenmiş sayılacağı, 3. kişi durumunda olan davacının sebepsiz zenginleşme kurallarına göre ödediğini asıl borçludan geri isteme hakkının olduğu, davalının haksız zenginleşen kişi olmadığı, borca karşılık yatan paranın davalıdan istenemeyeceği gerekçeleriyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin, alacaklının açtığı icra takibinin danışıklı olduğunu ve amacın dava konusu makinelerin elinden alınmasının amaçlandığını iddia ettiği görüldüğünden, icra mahkemesince borç kaynağı bono alacağının gerçek olup olmadığını tacir olan borçlunun ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme ile araştırılması gerektiği-
Açılmış olan istihkak davasında, davalı alacaklı hakkında açıldığı anlaşılan "resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık" suçları ile ilgili ceza davasının ağır ceza mahkemesinde sonucu ile borçlu tarafından açıldığı bildirilen menfi tespit davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Haczedilen menkuller için şikayetçi tarafından istihkak iddiasında bulunulmasına rağmen icra müdürlüğünce bu konuda bir işlem yapılmadığından, mahkemece, anılan haciz yönünden istihkak prosedürüne göre işlem yapılarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarının İİK’nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi oldukları, basit yargılama usulüne uygun yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında Yasa'ca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki ilk itirazının HMK'nun 19/2 maddesi gereğince cevap dilekçesiyle ileri sürülmesinin gerekeceği, Aynı Yasa'nın 317/2. maddesi uyarınca cevap süresinin, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki hafta olduğu ve 19/4. madde hükmüne göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceğinin kabul edildiği, yine HMK'nın 131. maddesi ile, cevap dilekçesinin verilmesinden sonra cevap süresi dolmamış olsa bile ilk itirazların artık ileri sürülemeyeceğinin düzenlendiği, bu kapsamda, Hakim'in doğrudan (re'sen) yetkisizlik kararı veremeyeceği-
Haciz sırasında hazır bulunmayan ve dava konusu menkullerin haczine ilişkin tutanağın İİK’nun 103. maddesi uyarınca tebliğ işlemi de kendisine yapılmayan borçlunun, istihkak iddiasına karşı çıkıp çıkmadığının anlaşılamayacağı, mahkemece, öncelikle borçluya yöntemince çıkartılacak açıklamalı davetiye ile davaya katılma olanağı sağlanmasının, duruşmaları takip etmesi halinde istihkak iddiasına karşı tutumunun belirlenmesinin, varsa delilleri de toplanarak yargılamaya devam edilmesinin gerekeceği, bu bağlamda davanın borçluya yöneltilmesi gerektiği dikkate alınmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin bozma nedeni oluşturacağı-
Davacı üçüncü kişinin şirket yetkilisi icra dosyasına 14.02.2012'de başvurarak 15.09.2008 günü haczedilip muhafaza işlemi yapılan mahcuzlarla ilgili istihkak iddiasından vazgeçtiğini beyan ettiği, mahkemece öncelikle davacı üçüncü kişi şirket yetkilisinin bu beyanı değerlendirilerek, 15.09.2008 günlü haciz yönünden davanın konusuz kaldığı sonucuna varılırsa karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek maktu karar ve ilam harcı dâhil olmak üzere, yargılama giderleri ile nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesinin gerekeceği-
Bir işyeri devri kabul edilse dahi bu devir aslında borçlu ile 3. kişi arasında olup BK’ nun 179 ( YBK’ nun 202). maddesi gereğince iş yerini devir alan davacının, devir aldığı işletmenin borçlarından sorumlu olduğu, bu sorumluluğun sadece devir aldığı şeylerle sınırlı olmayıp devralanın tüm akitleri ile sorumlu olduğu bir sorumluluk olduğundan, davacının dava dışı kurum ve kuruşlardaki hak ve alacaklarının haczinin mümkün olduğu-