Davacı tarafından dosyaya sunulan mükellef borç listesine göre, dava konusu alacağın 2005-2008 vergilendirme dönemine ilişkin olduğu, ödeme emirlerinin bir kısmının ilanen tebliğ edildiği, bir kısmının da 18.11.2014'de tebliğ edildiği anlaşıldığından, mahkemece konusunda uzman bilirkişiden, tasarruf tarihi itibari ile (24.04.2012) doğmuş vergi borcunun da tespiti yapılarak, tasarruf tarihi itibari ile doğmuş olan vergi aslı ve fer'ileri üzerinden iptal kararı verilmesi gerekirken güncel vergi borcu ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi verilmesi yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Dava konusu gayrimenkul tasarrufa konu 3/32 hisse olmasına rağmen mahkemece hisse belirtilmeksizin iptale karar verilmesinin doğru olmadığı- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Davanın dayanağı olan icra takibinin kesinleştiğinin anlaşılmasına göre dosyanın diğer dava şartları (İİK.105-143 md.vs) yönünden de incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Muvazaa iddiasına dayalı satış işlemlerinin iptali ile haciz ve satış yetkisi verilmesi istemi-
Borcun doğumu konusunda taraflar arasında anlaşmazlık mevcutken, borcun doğum tarihini belirlemek için dava dışı şirketin ticari defterleri incelenmeden, şirket hisse devrinin ne zaman ve kime yapılacağı hususunda karar alınıp alınmadığının, bu hususun defter kayıtlarında yer alıp almadığının araştırılmadan ve davacı tanık beyanları ve davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen telefon mesaj kayıtları da değerlendirilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İİK'nın 281'inci maddesinde tasarrufun iptali davalarında daha özel bir geçici hukuki koruma tedbiri öngörülmüş olduğu; buna göre anılan davada uygulanması gereken İİK.'nın 281/2. maddesi uyarınca, hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceği; şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Davalı borçlu aleyhine icra takibinin kesinleştiğinin anlaşıldığı ancak söz konusu dosyalardan davalı borçlu ile ilgili geçerli bir aciz vesikası ibraz etmediği gibi, davalı borçlunun adresinde de haciz yapılmadığının görüldüğü, bu durumda, dava şartı olan geçerli bir aciz vesikasının bulunmaması sebebi ile davanın reddine hükmedilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın görülebilmesi için borçlunun aciz halinin sabit olması gerektiği-
Bozma ilamında sonra davacı vekili tarafından ibraz edilen .......... tarihli haciz tutanağı İİK’nun 105.maddesinde anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan, dava şartı noksanlığının tamamlandığı, HMK'nın 115/3 maddesi gereğince artık davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekeceği-
davacı vekili tarafından ibraz edilen 05.06.2018 tarihli haciz tutanağı İİK’nun 105.maddesinde anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan, dava şartı noksanlığı tamamlanmıştır. HMK'nın 115/3 maddesi gereğince artık davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken bu eksikliğin giderildiği gözetilmeden usulden red kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı-
