Mahkemece yapılacak işin, davacı alacaklının iddialarını, takip dosyalarındaki borçlular ve borç miktarları da dikkate alınarak, davacının diğer cirantalar hakkında yaptığı başka takip dosyaları da değerlendirmeye alınarak, davacının ticari defterlerindeki kayıtlarını bu icra dosyalardaki takipler de dikkate alınarak, karşılıksız çıkan çeklerin hangi kayıtlar üzerinden devam ettiği, defterdeki uyumsuzluğun kaynağının somut olarak da ortaya konulması ve sonuçta tüm olguların muvazaanın göstergesi olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibaret olacağı- Dava alacağın gerçek olmadığı yani ön koşul yokluğundan red edildiğine göre, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İİK 277 vd. uyarınca nam-ı müsteair niteliğindeki işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacı "dava konusu aracın borçlunun parası ile oğlu adına alındığını, davalının bu aracı alım gücü olmadığını, borçluya ait araçların satış parası ile borçlu tarafından alındığını" iddia ettiğinden, mahkemece aracın alındığı tarih itibari ile davalının gelir durumu, aldığı maaş, aracın o tarihteki değeri ve dava konusu araçların borçlu ve kızı adına olan bu araçların hangi tarihte, hangi bedel ile satıldıkları araştırılarak, dava konusu aracın kimin geliri ile alınabileceğinin tespiti gerektiği-
Müteahhit borçlunun diğer davalı arsa sahiplerinden olan alacak haklarından noterde düzenlenen sözleşme ile vazgeçmesi hakkında açılan tasarrufun iptali davasında, inşaatın borçlu müteahhit dışında bir başka müteahhitle yapımına devam edildiği anlaşıldığından, arsa sahiplerinin yeni müteahhitle yaptıkları sözleşmenin borçlu ile yapılan sözleşmeye göre proje veya inşaat ruhsatı masrafı kadar bir artı değer yaratılmış olup olmadığı, kısaca arsa sahiplerince yapılan masrafın ikinci sözleşmede dikkate alındığında ek bir menfaat sağlayıp sağlamadığı yönünde yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Dava dayanağı takip dosyaları ile ilgili olarak açılan itirazın iptal davalarının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmemiş ise bekletici mesele yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlu şirketin tespit edilen adreslerinde haciz yapıldığının; haciz tutanaklarında da; borçlu şirketin ve borçlu şirkete ait haczi kabil malın bulunmadığının tespit edildiğinin anlaşıldığı, İİK'nun 105/2 maddesine göre haczi kabil mal bulunmaz ise haciz tutanağı İİK'nun 143. maddesindeki aciz belgesi hükmünde olduğundan, borçlu şirketin aciz halinin gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekeceği-
Haciz ihbarnamesine verilen cevaplar incelendiğinden, davacının alacağının sıraya kaydedildiği belirtildiğinden, davacının alacağını tahsil imkanı olup olmadığı netleşmemiş olduğu ve bu halde, ödeme nedeniyle konusuz kalan davada, davacının tasarrufun iptali davası açmakta haksız olduğu söylenemeyeceğinden, aleyhine yargılama gideri hükmedilemeyeceği-
Davacı sunduğu belgelerle borcun doğumunun tasarruf tarihinden önce olduğunu ispatlayamamışsa da, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanan davacıya bu delili hatırlatılarak, davacının bu delil hakkını kullanmak istemesi halinde, usule uygun olarak eda edilecek yemine göre karar verilmesi, aksi durumda davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-Dava ön koşul yokluğundan reddedilmesi halinde, davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufunun diğer iptal koşullarının oluşması halinde iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğu-
Dava açıldıktan sonra davalı borçlu şirketin iflasına karar verilmesi halinde, iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak kesinleşmemiş ise kesinleşmesinin beklenmesi; kesinleşmiş ise ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından 10 gün sonrasına kadar iptal davasının durdurulmasına karar verilmesi ve davacı alacaklıya İİK’nun 245 ve 255/2 maddeleri gereğince davayı takip konusunda aldığı belge varsa sunması için süre verilmesi, sunulduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunulmadığı takdirde davanın iflas idaresine ihbarı ile taraf teşkilinin sağlanması ve iflas idaresinin huzuru ile davaya devam edilerek davanın esasının incelenmesi ve hükmün iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerektiği-
Tarafları ve davacının davalı borçlu hakkında yaptığı icra takip dosyasının aynı olduğu; diğer tasarrufun iptali davasında da; kat’i veya geçici aciz belgesi sunulmadığından reddine karar verilmişse de, bu karar, haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu kabul edilerek bozulduğundan, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği-