Tasarrufun iptali davalarında davacının kesinleşmiş bir alacağı olmasının dava şartı olduğu-
Suça konu tasarrufun iptali davasının sonucu beklenerek sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Davalı borçludaki alacağının ticari ilişkiden kaynaklandığını ileri süren davacı alacaklının sunduğu bononun, bu ticari ilişki nedeniyle tazmin edilmiş olup olmadığının saptanması için ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği-
Bir davada taraflarca öne sürülen maddi olayların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak HMK. mad. 33 gereğince hakimin doğrudan görevi olup , davalı hakkında açtıkları tazminat davası sırasında kusur raporu alındıktan sonra kendisine ait taşınmazı alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla davalı üçüncü kişiye onun da dördüncü kişiye sattığı ileri sürülerek yapılan muvazaalı satışın iptali talebi ile dosyaya aciz belgesi ibraz edilmeden açılan davada, davacının dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın TBK.nun 19. maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiği- TBK'nun 19. maddesindeki genel muvazaaya dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında davacının aciz belgesi ibraz etmek zorunda olmadığı-
Tasarrufun iptali davasında yapılan tebligatlar esas alınarak icra takibinde Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı- Satış ilanının tebliğ edildiği tarihte yürürlükte olan 6099 sayılı kanun ile değişik 35/2. maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi, muhatabın, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin bulunmaması şartına bağlandığından, şikayetçi borçlunun adres kayıt sisteminde adresi bulunup bulunmadığı belirlenmeden anılan maddeye göre yapılan tebligatın usulüne uygun kabul edilmesi mümkün olmadığı- Borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan ihalenin feshine karar verilmesinin gerekeceği-
Davacının, davalıdan olan kesinleşmiş mahkeme hükmüne dayalı alacağının karşılıksız bırakılması amacı ile davalılar arasında danışıklı olarak davalı borçlunun parası ile davalı üçüncü kişi adına taşınmaz alındığı iddia olunduğuna göre davanın muvazaa hukuksal nedenine dayandığının kabulü gerektiği- Mahkemece, davanın dava dilekçesinde namı müstear olarak nitelendirilmiş bulunmasından dolayı reddinin hatalı olduğu, bunun yerine, davacının amacı, davalı üçüncü kişi adına tescilli taşınmaz üzerinde haciz ve satış isteyerek alacağına kavuşmak olduğundan, mahkemece, davacının alacağını almasını sağlayacak biçimde, İİK. mad. 283/1 uyarınca, kaydın iptaline gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceğine ilişkin düzenlemeye benzer bir karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının dinlenebilmesi için geçici veya kat'i aciz belgesinin sunulması gerekeceği, tasarrufun iptali davaları tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceğinden bu tür davalarda tanık dinlenmesinin davanın değeri ve takip konusu alacak miktarıyla sınırlı olmadığı- Davacı-alacaklı vekiline geçici veya kati aciz belgesi sunması için uygun bir süre verilmesi, sunulmadığı takdirde davanın "ön koşul yokluğundan reddine", sunulduğu takdirde davanın esasına girilerek dava konusu tasarrufun özellikle İİK. mad. 278/3-1 ve 2 ile 280/1 gereğince iptale tabi olup olmadığı yönünden taraf delillerinin toplanması ve davacı vekili tarafından delil listesinde bildirilen tanığının da dinlenerek delillerin tümünün değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı 3.kişinin, borçlunun eşinin kardeşinin torunu olması nedeniyle borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu ve davalı borçlunun aynı gün dört taşınmazını birden davalıya satmış olması hayatın olağan akışına uymadığı anlaşıldığından, davalı 3. kişinin borçlunun amacını ve durumunu bilerek hareket ettiğinin kabulü ile davanın İİK. mad. 280/1 gereğince kabulü ile davalılar arasındaki tasarrufun takip konusu alacak ve ferileriyle iptaline karar verilmesi gerekeceği- Dava dışı 4. kişinin davaya dahil edilmesi istendiğinden, bunun için davacı vekiline süre verilmesi ve 4. kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanması halinde davanın kabulüne, aksi halde, davalı 3. kişi hakkındaki davanın İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüştüğü gözönüne alınarak, bilirkişiden davalı 3. kişi tarafından malın elden çıkarıldığı tarihteki değeri yönünden rapor alınarak bu değer nispetinde ve davacının takip konusu alacak feriyle sınırlı olarak davalı 3. kişinin tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Davacı alacaklı, İİK. mad. 277 vd. ile TBK. mad. 19 gereğince yapılan tasarrufun iptaline, dava konusu taşınmazların tapu kaydına İİK. mad. 281/2 gereğince ihtiyati haciz kararı konulmasına karar verilmesini talep etmiş olup, davada görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu- İİK. mad. 281 uyarınca verilecek ihtiyati haciz kararı dava konusu şey ile ilgili olduğundan, görevli mahkemece değerlendirilme yapılması gerektiği-
Aciz belgesinin karar düzeltme aşamasında dahi sunulması mümkünse de, aciz halinin belirlenmesi, dava şartı olup mahkemece, davalı borçlu adına kayıtlı taşınmazın kıymetinin belirlenmesi ve üzerindeki takyidatlar da nazara alındıktan sonra davacı alacağını karşılayacak değerde olup olmadığı tespit edildikten sonra bir karar verilmesi gerekeceği- Davanın sadece bir taşınmaz yönünden kabul edilmişse de, bu taşınmaza alıcı çıkıp çıkmayacağı belli olmadığı gibi ne zaman satılabileceği ve o tarihteki borç miktarını karşılayıp karşılamayacağı da belli olmadığından, tasarrufun iptali davasına konu her iki taşınmaz yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-