Başlatılan takibin kesinleşmiş olduğu, borçlunun takip ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adresine haciz için gidildiğinde adresten ayrıldığı ve hacze kabil malın bulunmadığı belirtilmiş, aracı üzerinde başka hacizlerin olduğu, dava konusu taşınmaz dışında başka taşınmazın olmadığının görüldüğü, icra dosyasına göre borcu karşılayacak değerde malı olmadığının açık olduğu, bu durumda aciz halinin varlığının kabul edilmesi gerektiği-
7 farklı alacaklının 12 ayrı icra takibi yaptığı, aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığı, herbir alacaklı ve takip dosyası yönünden İİK. mad. 277 vd.nda belirtilen dava koşullarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğinden, dava konusu taşınmaz ve davalı üçüncü kişi aynı da olsa, HMK. mad. 167 uyarınca dosyanın alacaklılarına göre tefrik edilmesi gerektiği-
Davalı üçüncü kişi bankaya, alacaklının talebi üzerine "icra dosyasından borçlu hakkında takip yapıldığının ve davacı alacaklının yazılı miktarda alacağının bulunduğunun" haciz müzekkeresi ile bildirilmiş olması ve bu tarihten sonra davalı üçüncü kişi bankanın davalı borçluya yeniden kredi vermesinin diğer alacaklıların haklarını ihlal ettiğinin ve hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu ve bu durumda davalı üçüncü kişi banka tarafından kullandırılan kredinin iptali ile kullandırılan kredi miktarının davalı üçüncü kişi bankadan tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerektiğinden, davacı alacaklı vekilinin takip konusu çekin borçluya önceden yapılan faturalı satışlar nedeni ile verildiği iddiasının tespiti için öncelikle, borçlu ve davacı alacaklı arasındaki borç kaynağı çekin verilmesini gerektiren ticari ilişkinin varlığı ve hangi satışa ilişkin olarak verildiğinin ticari defterler üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tesbit edilerek borcun doğum tarihinin belirlenmesi gerektiği-İİK. mad. 280/3 uyarınca, ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan kişi, "borçlunun, alacaklılarını ızrar kastını bildiği" varsayıldığından, borçlunun iştigal alanı ve dava konusu araçların ticari işletmenin önemli bir kısmı olup olmadığı tespit edilerek, aynı gün 6 adet araç satın alan ve baba oğul olan davalılar yönünden İİK'nun 280/3 maddesi olgularının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerektiği- Dava konusu araçlardan biri davalı dördüncü kişiye satılmış ve anılan şahsın kötü niyeti ispatlanmadığından, bu araçla ilgili olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi hallinde, üçüncü kişinin malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerekeceği-
HMK ile ihtiyati tedbir konusunda öngörülen kanun yolunun, "iki dereceli yargılama" olduğu, başka bir ifadeyle "ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesinden oluşan iki dereceli yargılama olduğu, bunun sonucu olarak, ihtiyati tedbirle ilgili getirilen kanun yolunun, temyiz olarak anlaşılmasının, işin mahiyetine, esasına ve amacına uymadığı-
Tasarrufun iptali istemine ilişkin davalarının dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması gerekeceği, alacaklı borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı üzerine takibe geçmediğinden takibin geçersiz hale geldiği, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verileceği-
Gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya borçlunun bir başkasından olan para alacağını temlik etmesinin ticari örfe dayalı geçerli bir ödeme aracı olduğu- Davalılar arasındaki ticari ilişkinin temliklerin yapıldığı sıradaki miktarı, kimin alacaklı olduğu giderek yapılan temliklerin alacak durumu ile münasip olup olmadığı hususları tarafların ticari defterleri üzerinde yapıtırılacak bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşturularak oluşacak sonuca göre tasarrufun iptali davasında bir hüküm kurulması gerekeceği-
Beş yıllık hakdüşürücü süre geçirilerek açılan davanın 6183 s. K. mad. 26 gereğince hakdüşürücü süre yönünden reddi gerektiği- Takip konusu borçtan önce yapılmış olan tasarrufa ilişkin davanın dava koşulu yokluğundan reddi gerektiği- Tasarruf tarihinde vadesi geçmiş vergi borcunun mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, takip konusu vergi borcunun vade tarihinin borcun doğum tarihi olarak kabulünün isabetsiz olduğu- Dava konusu tasarrufun 6183 s. K. gereğince iptale tabi olup olmadığının tespiti ile iptale tabi ise, tasarruf tarihine kadar olan borç miktarı davacı idareden sorularak belirlenecek alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptaline; aksi halde yani iptal koşulları oluşmamış ise; davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- 6183 s. K. gereğince açılan davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Borçlunun, dava dışı bir şirkete ait hisseleri kızı adına tescil ettirmesinin (nam-ı müstear) iptale tabi olduğu- Borçlunun kızı olan davalının nam-ı müstear sıfatı ile edindiği hisseleri muvazaalı olarak devrettiği, ve diğer davalıların da borçlu ve kızı olan davalının alacaklıları ı ızrar kastı ile hareket ettiklerini bilebilecek durumda oldukları anlaşıldığından tasarrufun iptali davasının kabulü gerektiği- Borçlunun kızından hisseleri devralan davalıların, yıllardır ortak oldukları bir diğer şirkette hakim hissedar olan borçlunun borca batık olduğunu ve alacaklıları ızrar kastı ile hareket ettiğini bilmemelerinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı-
Davacı vekili "dava konusu senetlerin müvekkili şirket ile davalı borçlu arasındaki mevcut ticari ilişkiye dayalı cari hesaba dayalı olduğunu ve takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan önce doğduğunu" belirterek ticari defterlerin incelenmesini talep ettiğinden, Mahkemece takip konusu borcun doğum tarihinin tespiti bakımından davacı ve borçlu ile borçlunun ortağı olduğu dava dışı Ltd. Şti'nin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak taraflar arasında ticari ilişki, cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, var ise hangi tarihte başladığı, takip konusu senetlerin bu ticari ilişki ve cari hesap ilişkisine ilişkin verilip verilmediği dolayısıyla borcun doğum tarihinin tespit edilmesi, tespit edilecek borcun doğum tarihi iptali istenen tasarruftan sonra ise şimdiki gibi davanın ön koşul yokluğundan reddine, aksi halde yani ticari ilişki ve cari hesap ilişkisinin iptali istenen tasarruftan önce olduğunun belirlenmesi halinde ise davanın esasına girilerek dava konusu tasarrufun iptale tabi olup olmadığının belirlenmesi gerektiği-