Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalılar arasındaki tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu- Davalıya devredilen gayrimenkulün, alacağın dayanağı olan senet tarihinden önce devredildiğinin anlaşılmasına ve davacının da alacağının, takip dayanağı senedin tarihinden önce başladığını ispat edememesine göre davalı yönünden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazın devredildiği tarihteki davalının sorumlu olduğu vergi asıl ve cezaları ile birlikte toplam kamu borcunun belirlenmesi ve bu miktarla sınırlı olarak iptale karar verilmesi gerektiği- 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği-
Çeklerin birkaç kez yapılan öteleme işlemleri sonunda alındığı ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin ...07.2003 tarihinde yani tasarruf tarihi olan ..12.2004 tarihinden önce başladığı tespitinin yapıldığı anlaşıldığından, davacının alacağının tasarruf tarihinden önce doğduğunun kabulü ile davanın esasına girilmesi gerektiği-
Vergi mahkemesince dava konusu haciz bildirgesine ilişkin ödeme emrinin iptaline karar verilmiş olması halinde, mahkemece davacının tasarrufun iptali davasının "hukuki menfaat yokluğundan reddine" karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamın göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK.'nin 19. maddesinde tanımı bulunan muvazaa hukuksal nedenine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu- Davacının davalılardan kesinleşmiş bir alacağının olmadığı anlaşılmakla mahkemece "davanın reddine" karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
İİK.m.277 vd. ile TBK.m.19 dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davada, yargılama süresince aciz vesikası sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu; davacı tarafa aciz vesikası (geçici ya da kati) sunması amacıyla usulüne uygun olarak süre verilmesi gerektiği- Aynı zamanda TBK.m.19 dayanarak da tasarrufun iptaline yönelik talebinin olması nedeniyle TBK.m.19 kapsamında delilleri toplayarak dosya kapsamına uygun bir karar vermesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazların gerek devir tarihindeki gerekse dava tarihindeki gerçek değerlerinin tapuda gösterilen satış değerlerinden çok fazla olduğu, satışların aynı gün yapıldığı ve bir istinaf mahkemesi ilamında üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun tesbit edildiği gerekçesi ile tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasını açacak kişilerin; elinde geçici veya kati aciz belgesi bulunan alacaklılar ile -borçlu iflas etmiş ise- iflas idaresi ya da iflas idaresi tarafından dava kendisine devredilmiş olan alacaklılar olabileceği- Gemi devrine ilişkin tasarrufun iptali istemine ilişkin yargılamada borçlunun iflas kararının kesinleştiği, alacaklı-davacının iflas idaresinden bu davayı takip için davacı şirketten yetki alıp almadığının netleştirilmesi gerektiği; alacaklının yetki aldığı takdirde davayı takip edeceği aksi halde davanın iflas idaresi tarafından devam ettirilerek iflas idaresi temsilcisi tarafından görüleceği ve verilecek kararın iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarının davaların görülebilmesi için diğer dava koşulları yanında kesinleşmiş bir alacağın varlığı ve yargılama boyunca da alacağın varlığının devam etmesi gerektiği- Davacının alacağının yargılama sırasında tamamen ödenmesi halinde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma kararının kesinleşmesiyle, davacının boşanma nedeniyle davalıdan olan tazminat ve nafaka alacağının kesin hükme bağlandığı, davalının, önce dava konusu taşınmazı diğer davalıya devrettiği, sonra davacıya karşı boşanma davası açtığı, davacının da karşı boşanma davası açtığı, boşanmaya neden olan olayların zamanı dikkate alındığında, borcun doğumunun, dava konusu tasarrufa konu işlemden daha önce olduğu ve davalı üçüncü kişinin, davalıdan mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini bilen veya bilebilecek durumda olan kişilerden olduğu, iptale konu edilen taşınmazın keşfen belirlenen gerçek değeri ile davalılar arasında yapılan devirde gösterilen bedeli arasında fahiş fark bulunduğu anlaşılmakla mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı- Davacının boşanma davası sonucunda kesinleşen alacağının tahsiline yönelik olarak TBK.'nin 19. maddesine dayalı olarak açtığı davada, mahkemenin haciz ve satış yetkisi vermesinin yerinde bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olduğu-