Şikayetçi ipotekli taşınmaz malikinin İİK'nun 134/2. fıkrası gereğince ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olduğu, taşınmazın muhammen bedelin altında bir bedele ihale edildiği, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu; mahkemece işin esasına girilmek suretiyle gerek satış ilanı tebligatı usulsüzlüğü ve gerekse sair tüm ihalenin feshi sebeplerinin incelendiği ve yine kamu düzenine ilişkin olarak da esastan inceleme yapılarak ve ihalenin feshi isteminin esastan reddine karar verildiği anlaşıldığından, ihalenin feshi isteminin esası incelenmesine rağmen esasa girilmediği gerekçesi ile para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçilerin, kredi sözleşmesinin asıl borçlusu ve satışa konu ipotekli taşınmazın maliki olmayıp, şikayetçilerden birinin müteselsil kefil, diğerinin ise müteselsil kefil ve ipotek verilen diğer taşınmazın (şikayete konu olmayan ) maliki olduğu, tapu sicilindeki ilgili veya ihaleye pey süren kişi de olmadıklarının görüldüğü, ayrıca şikayetçi .............’un asıl borçlu lehine taşınmazını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer aldığı görülmüş ise de kendi adına kayıtlı olmayan taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği, bu durumda şikayetçiler ............ ve ...............’un ihalenin feshini talep etmesinde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği-
İhale konusu taşınmazın köyde olması sebebiyle, köyde ilan edilmesinin, talep ve talibi arttırabileceğinden ve dolayısıyla taşınmazın gerçek değeri üzerinden satılması imkanını sağlayacağından tarafların menfaatine uygun olduğu, taşınmazın düşük bedelle ihale edilmiş olmasının ve 2 katılımcıdan başka katılan olmamasının, alacağa mahsuben alacaklıya ihale edilmesinin yapılan satış ilanının yetersiz olduğunu ortaya koyduğu, her ne kadar 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bazı köyler mahalleye dönüştürülmüş ise de; bu düzenlemenin taşınmazın idari yapısına ilişkin olup, taşınmazın fiilen köy vasfında olan yerde bulunduğu gerçeğini değiştirmeyeceği ve o yöredeki muhtemel alıcılara da satışın duyurulması yönünden köyde ilan gerekliliğini ortadan kaldırmayacağı-
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, ihalenin feshi istemi işin esasına girilerek reddedildiğinden, feshi istenilen ihale bedeli üzerinden % 1 oranında para cezasına hükmedilmesi yerinde ise de; şikayete konu ihale bedeli 240.000,00 TL olup % 1’i 2.400,00 TL olmasına rağmen, infazda tereddüt yaratacak şekilde 2.400,000 TL para cezasına hükmedilmesi isabetsiz ise de anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Şikayetin borçlu asil tarafından yapıldığı ve takip edildiği, dolayısıyla borçlunun bu yargılamada vekil ile temsil edilmediği anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun vekili olmadığı halde lehine vekalet ücreti takdirinin isabetsiz olduğu-
Tellaliye giderinin satış masrafı olarak kabulünün mümkün olmadığı-
Satışın ilan edilen yer ve saatte yapılması zorunlu olduğu- Birinci artırma ilanda belirtilen yerde yapılmışa da, 2. Satış kararında satışın yapılacağı yerin değiştirilmesinin ihaleye ilgiyi azaltması nedeniyle ihalenin feshi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince; bozma öncesi verilen karara karşı temyiz isteminde bulunmayan ve hakkındaki karar kesinleşen ihale alıcısı .......... yönünden de yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçinin kendi maliki olduğu bağımsız bölüm yönünden işbu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekeceği- İhale bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğu şikayetçi borçlu yönünden zarar unsuru gerçekleşmediğinden, borçlunun bu taşınmaza yönelik ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığından şikayetçinin ihalenin feshi isteminin bu taşınmaz yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, buna bağlı olarak işin esasına girilmediğinden İİK. nın 134/2-son maddesi uyarınca para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- Şikayet tarihi itibariyle henüz yapılmış bir ihale bulunmadığından ve mevcut olmayan bir ihalenin feshi istenemeyeceğinden, mahkemece başvurunun ihalenin feshi istemi olarak vasıflandırılması doğru olmayıp, satış gününden önce yapılan şikayet ile şikayetçinin ihalenin feshini talep edemeyeceği nazara alınarak, bu taşınmaza yönelik istemin reddine ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- İhale bedeli muhammen bedelin altında olduğundan zarar unsurunun bulunmasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile bu taşınmaz yönünden ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhalenin feshi istemi, HMK'nun 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava olmadığına göre, ihalenin feshi davalarında davayı kabul mümkün olup, kabulün sonuç doğurması için, borçlu tarafından yapılan şikayette hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerekeceği- Yerel mahkemece verilen ihalenin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istemin reddine dair kararın borçlu tarafından istinaf edilmesinden sonra, aynı zamanda ihale alıcısı olan alacaklının, vekili aracılığı ile, mahkemeye sunduğu, e-imzalı dilekçe ile “şikâyeti kabul beyanımız gereği ihalenin feshine karar verilmesini” talep ederek kabul beyanında bulunduğunun görüldüğü, o halde, bölge adliye mahkemesince alacaklı-ihale alıcısı vekilinin vekaletnamesinde davayı kabul yetkisi bulunup bulunmadığı da incelenmek suretiyle ............. tarihli kabul beyanı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekeceği-