Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için, icra müdürlüğünce 'haciz kararı' verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı- Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nun 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebileceği- Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp, bildirici nitelik taşıdığı; ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerektiği- İİK.nun 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken, sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerektiği- Süresinde satış istenmemesi durumunda, taşınmaz, tahmini bedelin üstünde satılsa da ihalenin feshini isteminin kabulü gerektiği-
6183 sayılı Kanun’un 99. maddesine göre, gayrimenkul ihalelerinin feshinin gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikâyet yoluyla talep edilebileceği-
İİK 150/e uyarınca, alacaklının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde taşınmazın satışını istemesi gerektiği- Hak düşürücü bu sürede satışın istenmemesi durumunda, yapılan ihalenin mahkemece re'sen feshi gerektiğinden direnme kararının isabetli olduğu- İstinaf dilekçesinde başvuru sebepleri arasında bir yıllık satış isteme süresi içerisinde satış istenmediği hususunun ileri sürülmemesinin bu durumu değiştirmeyeceği-
Tebligatta, beyanına başvurulan komşusu tarafından muhatabın "dışarıda" olduğunun bildirildiği, dolayısıyla borçlunun tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği tesbit edilemediği gibi, haber verilen komşunun ismi alınmadan tebliğ işlemi yapıldığından, tebligatın usulsüz olduğu- Satış ilanının borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği nazara alınarak beyan edilen öğrenme tarihine göre şikayetin süresinde olduğunun kabulü ile işin esası incelenmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünce 'gazete ilanının yapılmasında ihaleye katılımı artırmayacağı' anlaşılmakla İİK.nun 114. maddesi gereğince takdiren gazete ilanı yapılmasına yer olmadığına" karar verildiği, satışa çıkarılan ve temyiz konusu olan taşınmazın muhammen değerinin 600.000,00 TL, ihale bedelinin 310.000,00 TL olduğu, ihaleye ilişkin satış kararının gazetede ilanı yapılmamasının, talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğu, artırma bedelinin yalnız taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin %50'sini ve paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılaması bunun göstergesi olup, satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin, alakadarların menfaatine uygun olacağının kabulü gerekeceği-
Satış ilanı tebliğ edilecek ilgililer satış kararının verildiği tarih itibariyle belirleneceği- İhale konusu taşınmazın tapu kaydında, satış kararının verildiği tarihten önce tapuda şikayetçi lehine haciz şerhi mevcut olmakla, adı geçenin "tapu sicilindeki ilgili" sıfatıyla ihalenin feshini istemesinin mümkün olduğu ve kendisine satış ilanı tebliği de gerekeceği- İhale bedeli muhammen bedelin altında olduğundan ihalede zarar unsurunun bulunduğu ancak ileri sürülen fesih nedenleri yerinde olmadığından şikayetin reddinin isabetli olduğu, işin esasına girilmek suretiyle istemin reddine karar verildiğinden, şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerektiği-
06.7.2021 tarihli satış kararında; "... gazete ilanı yapılmasına mahal olmadığına," karar verildiği, satışa çıkarılan taşınmazın muhammen değerinin 188.988,75 TL, ihale bedelinin ise 97.100,00 TL olduğu, satışa alacaklı dışında iki kişinin katıldığı, alacaklının pey sürmediği görülmüş olup, bu haliyle, ihaleye yeterli katılımın olmadığı, yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı anlaşıldığından, satış ilanının gazete ile ilan edilmesinin alakadarların menfaatine uygun olacağının kabulü gerekeceği-
İhale ile taşınmazı satın alan davacının taşınmazın mülkiyetini tescilden önce kazandığından, davacının dava tarihinde malik sıfatını haiz olmadığı gerekçesiyle, aktif husumet yokluğu nedeni ile elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
12. HD. 15.09.2022 T. E: 8024, K: 8868
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği- Taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde satıldığı anlaşılmış olsa da, kıymet takdirine itiraz kararı ile taşınmazın değeri, müdürlükçe belirlenen değerin üzerinde tespit edilmesine rağmen, icra müdürlüğünce belirlenen değer üzerinden ihaleye çıkarılmış olup, mahkemece tespit edilen değerin, ihaleye esas alınan muhammen bedelin üzerinde olduğu ve bu durumda muhammen bedelin gerçek değerini yansıtmadığı anlaşılmakla, bu aşamada, anılan taşınmaz yönünden zarar unsurunun bulunmadığından söz edilemeyeceği-