Borçlu lehine taşınmazlarını ipotek veren taşınmaz maliki olarak takipte yer alan ...........’ nin şikayetçi şirketin maliki olduğu iki taşınmaz yönünden işbu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceği, buna göre mahkemece, şikayetçi .............. yönünden ihalenin feshi isteminin, ......... ada ..........parselde kayıtlı ........ nolu bağımsız bölüm ile ........ ada ....... parselde kayıtlı ..... nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazlar hakkında aktif husumet yokluğundan reddi ile para cezasına yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği- Şikayet eden .........’ nin 3993 ada 341 parselde kayıtlı 6 nolu bağımsız bölüm, 4160 ada 78 parselde kayıtlı 1 nolu bağımsız bölüm ile 1625 ada 6 parselde kayıtlı 21 nolu bağımsız bölüm numaralı taşınmazlar hakkında ise şikayetin esastan reddine, şikayetçi ..... Ltd Şti’ nin ise 4485 ada 74 parselde kayıtlı 13 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz yönünden hukuki yarar yokluğundan şikayetin reddi ile diğer bağımsız bölümler yönünden şikayetin esastan reddine karar verilmekle 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve Anayasa'nın 13.maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelleri üzerinden para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğu açıkça belirtilmemiş olduğundan ve borçlu tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık sürenin, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihinden başlayacağı- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olması halinde, şikayetin kabulü ile re'sen ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği- Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirilmiş olup, bu husus kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiğinden ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin, para cezasına hükmedecekse, oranını davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre ölçülü şekilde belirlemesi gerekeceği- Para cezasının oranı, hem istinaf aşamasında, hemde temyiz aşamasında re' sen değerlendirileceği- Para cezasının oranına ilişkin değişikliğin, ne zaman, ne şekilde uygulanacağınanın 7343 s. kanunun geçici 13/4. maddesinde belirtildiği- Somut uyuşmazlıkta, şikayetçi/borçlu aleyhine ihale bedelinin % 10' u oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince fesih gerekçeleri ve fesih isteyenin sıfatı gözönünde bulundurulduğunda davanın ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı görülmekle, Anayasa'nın 13.maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %10' u olarak belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı anlaşıldığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının para cezası yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki kararın dosyaya ibraz edilmiş olması karşısında, borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı- Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, İİK’nun 127. maddesi gereğince bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-Vekil ile takip edilen işlerde yukarıda belirtilen yasa maddeleri gereğince vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının sonuca etkili olmadığı- İhalenin feshi talebinin usulden reddi gereken hâllerde duruşma yapılmadan da karar verilebileceği- Mahkeme, para cezasına hükmedecekse, oranını davacının ihale sürecini uzatma amacı ile hareket edip, etmediğine ve fesih iddiasının ağırlığına göre ölçülü şekilde belirlemesi gerekeceği- Para cezasının oranı, hem istinaf aşamasında, hemde temyiz aşamasında re' sen değerlendirileceği- davacı A. aleyhine ihale bedelinin % 1' i oranında para cezasına hükmedilmiş ise de, 7343 sayılı Kanun'la değişik İİK'nun 134/5-3 maddesi gereğince iddia edilen fesih gerekçeleri gözönünde bulundurulduğunda taktir edilen para cezası oranının düşük kaldığı, Anayasa'nın 13.maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi de nazara alınarak ihale bedelinin %1' i oranında belirlenen para cezasının %5 oranında belirlenmesinin hak, nesafet ve ölçülülük ilkelerine uygun olacağı anlaşıldığından, her iki borçlu açısından da davanın reddine ile %5’i oranında tek bir para cezasına hükmedilmesi de gerektiğinden, hükmnün bu cihetle de bozulması gerektiği-
İstinaf dilekçesi verilirken gerekli harç ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderlerin ödenmesi gerekeceği- "Dosyaya yatırılması” şeklindeki ifadenin tarafın yanılmasına neden olabileceği- İstinaf eden şikayetçiye gönderilen muhtıranın usulüne uygun olmadığından, hukuki sonuç doğurmayacağı-
Şikayetçi hissedarın ihalenin feshini isteyebilecek kişilerden olduğu, taşınmazın muhammen bedeli 340.000,00 TL iken 296.000,00 TL’ye ihale edildiği, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu- Mahkemece işin esasına girilmek suretiyle gerek satış ilanı tebligatı usulsüzlüğü ve gerekse sair tüm ihalenin feshi sebeplerinin incelendiği ve yine kamu düzenine ilişkin olarak da esastan inceleme yapıldığı görülmekle, şikayetin esastan reddine hükmedilmesi yerinde ise de; işin esasına girilmek suretiyle ihalenin feshini gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesine rağmen, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu- İİK’nun 134. maddesinin 5. fıkrasının 3. bendi uyarınca; icra mahkemesinin işin esasına girerek talebin reddine karar vermesi halinde ihalenin feshini talep edeninin feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahküm edeceği- Yasanın bu hükmü, emredici nitelikte bir düzenleme olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanması gerkeceği- İlk Derece Mahkemesince işin esasına girilmek suretiyle ihalenin feshini gerektiren bir neden bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesine rağmen, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu-
İhale sırasında şikayet eden vekilinin iddia ettiği gibi kargaşa oluştuğuna ve teklif vermesi muhtemel alıcıların dosyaya teklif veremediğine dair bir kanaatin oluşmadığı, dolayısıyla fesat iddiasının ispatlanamadığı- İİK'nun 134. maddesinin 5. fıkrasının 3. bendi uyarınca; icra mahkemesinin, işin esasına girerek talebin reddine karar verdiği durumlarda, ihalenin feshini talep edeni, feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum edeceği- Yasanın para cezasına ilişkin bu hükmünün emredici nitelikte olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan re’sen uygulanmasının gerekeceği- İlk Derece Mahkemesince, İİK’nun 134/2 maddesi ve dairemizin yerleşik içtihatlarına göre işin esasına girilerek şikayetin reddine ve borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin doğru olduğu- Mahkemece işin esasına girilerek şikayetin (ihalenin feshi talebinin) reddine karar verilmiş olduğundan -ihale bedeli, muhammen bedelin üstünde olsa dahi- şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için, icra müdürlüğünce 'haciz kararı' verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı- Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nun 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebileceği- Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp, bildirici nitelik taşıdığı; ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerektiği- İİK.nun 106-110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken, sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihinin esas alınması gerektiği- Süresinde satış istenmemesi durumunda, taşınmaz, tahmini bedelin üstünde satılsa da ihalenin feshini isteminin kabulü gerektiği-
6183 sayılı Kanun’un 99. maddesine göre, gayrimenkul ihalelerinin feshinin gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikâyet yoluyla talep edilebileceği-
İİK 150/e uyarınca, alacaklının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde taşınmazın satışını istemesi gerektiği- Hak düşürücü bu sürede satışın istenmemesi durumunda, yapılan ihalenin mahkemece re'sen feshi gerektiğinden direnme kararının isabetli olduğu- İstinaf dilekçesinde başvuru sebepleri arasında bir yıllık satış isteme süresi içerisinde satış istenmediği hususunun ileri sürülmemesinin bu durumu değiştirmeyeceği-