Kesinleşen kıymet takdirine ilişkin tebligat usulsüzlüğünün ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceği-
Borçlunun mirasçılarından her birinin borçlu sıfatıyla İİK’nun 134/2. maddesi gereğince şikayet yoluyla ihalenin feshini talep etmek hakkına sahip olduğu-
Satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı-
Önalım hakkının kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin geçerli olarak kurulması yeterli olup payın davalı adına tapuda tescilini beklemeye gerek bulunmadığı- TMK. mad. 733'de,  sadece “cebri satışlarda” önalım hakkının kullanılamayacağının vurgulanmış olduğu; ihtiyari açık artırma suretiyle yapılan satışlar için önalım hakkının kullanılamayacağına dair bir düzenlemeye yer verilmediği- Davacı (ihtiyari açık artırmadan) ihaleden haberdar olduğu halde, ihaleye katılmayıp pay almamışsa da, bu durumun, davacıya yasa ile tanınmış önalım hakkını kullanmasına engel teşkil etmeyeceği ve davacının kötüniyetli olduğunu göstermeyeceği-
Hasmın gösterilmemesinin, yanlış gösterilmesinin ihalenin feshi isteminin reddini gerektirmeyeceği-
Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Satış ilanı tebligatı talimat icra müdürlüğünce ticaret sicil memurluğundan gelen adrese doğrudan Tebligatı Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmişse de, asıl takip dosyasından bu adrese usule uygun bir tebligat yapılmadığından, anılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Satış ilanının, borçluya satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliğ edilmesinin gerekeceği, bir günlük süre bu amacı gerçekleştirmeye yetmeyeceğinden yapılan ihalenin usulsüz olduğu-
Şikayetçi borçlu tarafından ileri sürülen fesih sebepleri tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
"ihalenin feshine karar verilmesi" konusundaki talebin kabul edilebilmesi için, şikayet yoluyla ihalenin feshini isteyen kişinin "yolsuzluk neticesinde kendi menfaatinin ihlal edilmiş olduğunu" isbat etmesi gerekeceği; yerleşik Yargıtay uygulamasına göre "satış bedelinin muhammen bedelin üstünde olması halinde, 'zarar unsuru'nun oluşmadığı" kabul edildiğinden, bu gibi durumlarda "ihalenin feshi talebinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine para cezası hükmedilmesinin gerekeceği-