5403 sayılı yasa hükümlerine aykırılık bulunması halinde bu husus ilgililerce ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de re'sen nazara alınması gerektiği- Böyle bir durumda yapılması gereken iş, alacaklı tarafından İİK'nun 121. maddesine göre icra mahkemesine başvurarak ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere yetki almak suretiyle, sulh hukuk mahkemesinde ortaklığın giderilmesi davası açıp satış işlemini gerçekleştirmekten ibaret olduğu-
Taksit sözleşmesinin (İİK. mad. 111) yapılması ile satış isteme sürelerinin duracağı ancak taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi üzerine duran icra işleminin kaldığı yerden devam edeceğinden, mahkemece ödemenin gerçekleşmediği taksit tarihi esas alınmak sureti ile satış isteme süresinin kaldığı yerden işletilmesiyle karar verilmesi gerekeceği- 01.11.2006 tarihli haciz ve 02.12.2011 tarihli ihale itibari ile yürürlükte bulunan İİK'nun (6352 s. Kanunla yapılan) değişiklik öncesi 106. maddesine göre taşınmazlarda satış isteme süresinin 2 yıl olduğu- İcra müdürünün, satış talebinin, kanunda öngörülen süreler içinde olup olmadığını re’sen gözetmesi gerekeceği, satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesinin, bu husus kamu düzenini ilgilendirdiğinden, süresiz olarak şikayete konu edilebileceği ve şikayetin icra mahkemesince reddedilmesi halinde de, bu karar temyize konu edilemeyeceğinden (İİK. mad. 363) daha sonra ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülebileceği- Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde alacaklının vekilinin adresinin bulunduğu, ihale alıcısının ise adres bilgileri bulunmasa dahi TC. kimlik numarası yer aldığından adres bilgilerine ulaşılabileceğinin anlaşıldığı, bu nedenlerle İİK. anlamındaki şikayette uygulanacak usul gereğince mahkemece işin esasının incelenmesinin gerekeceği-
İntifa hakkı o malın zatına taalluk etmeyip sadece faydalanmayı temin edeceğinden, İİK. mad. 94 ve 121 uyarınca, gayrimenkulün aynına yönelik olmayarak menfaat ve gelirinin haczi ve satışının mümkün olduğu- Tapu Sicil Müdürlüğü’nün tescil talebini reddetmesi idari bir işlem olup, idari yargıda dava konusu yapılabileceğinden, anılan hususun ihalenin feshini gerektirir bir neden olmadığı-
Mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddi ile işin esasına girilmediğinden para cezasına hükmedilmemesinin gerekeceği-
İhalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde mahkemenin, davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği-
"Borçlu şirketin selahiyetli mümessillerinin mutad iş saatlerinde bulunup bulunmadıkları araştırılmadan satış ilanı tebligatının şirketin reşit ve ehil tezgahtar görevlisine tebliğ edilmiş olması halinde tebligatın geçersiz olacağını ve satış ilanı tebliğinin usulsüz tebliğinin başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğunu"-
Satış ilanı borçlu vekiline tebliğe hiç çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanamayacağı, yani, şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olmasının, İİK.nun 127. maddesinde öngörülen satış ilanının tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Şikayetçiye yapılan satış ilanı tebliğ işleminin, şikayetçinin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/1 hükmüne göre tebligat yapılmadan doğrudan aynı kanunun 21/2. maddesi hükmüne göre yapılmış olması sebebi ile usulsüz olmasına karşın, şikayetçinin icra müdürlüğüne dilekçe vererek dosyanın fotokopisini talep ettiği ve satış ilanına dair evrakın ise, bu talepten önce dosyaya girmesi halinde şikayetçinin ihaleden haberinin olduğunu ileri süremeyeceği- Ayrı ayrı açılan ihalenin feshi davalarının birleştirilmesi halinde, ihale bedelinin %10'u oranındaki para cezasının her bir şikayetçi için ayrı ayrı hükmedilemeyeceği-