İhalenin feshini isteyen şikayetçinin, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediğini, ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceği-
Belediyede yapılan satış ilanının ilk ilan tarihi esas alınarak ihale tarihi ile sözü edilen ilan tarihi arasında bir aylık sürenin geçmiş olmasının yeterli görüldüğü-
Satış ilanında, taşınmazlarla ilgisi olmayan bir adres yazıldıktan sonra taşınmazların bulunduğu adres belirtilmek suretiyle iki ayrı adres ve tapu bilgisine yer verilmesinin talebi ve talibi olumsuz yönde etkileyeceğinden ihalenin feshini gerektireceğini"-
Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin büyük önem taşıdığı,bu sebeple açmış olduğu ihalenin feshi davası kabul edilerek kesinleşen davacının açmış olduğu tapu iptali ve tescil davasında ihalenin feshi davasının açılmasından sonra taşınmazı ihale alıcısından satın alan kimsenin gerçekten iyiniyetli olup olmadığının araştırılması gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayet konusu yapılan ödeme emri tebligatının TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek, borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu- Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53.maddesinde düzenlendiği; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Takibe konu alacağın konut finansmanından kaynaklanması halinde, mahkemece ihalenin feshi istemi reddedilen davacı aleyhine %20 para cezasına hükmedilmesi gerekirken, para cezasının %10 olarak tayinin yasaya aykırı olacağı-
Borçlu tarafından 2. (tamamlayıcı) ihalenin feshi için de dava açılmış ve aynı taşınmazlara ilişkin olarak ilk ihalenin feshi talebiyle açılmış olan dosya ile bu dosya ile birleştirilmiş ve mahkemece icra müdürlüğünce resen feshedilen ilk ihalenin feshine, ikinci ihalenin feshi talebinin ise reddine karar verilmiş olup ilk ihalenin bedelin dosyaya ödenmemesi sebebiyle icra müdürlüğünce resen feshedilmesi neticesinde İİK. mad. 133 gereğince taşınmazların hemen artırmaya çıkarılması ve bu artırmanın gerçekleştirilmesine ilişkin yöntemin getirilmiş olması karşısında, bu iki artırmanın birbirleriyle ilişkileri ve hukuksal sonuçları üzerinde de durulması, sonuçta bu iki artırmanın amaçladığı ihalenin geçerlilik koşullarının irdelenmesi gerektiği- Bu iki artırma, birinde satış bedeli ödenmezse yapılabilen birbirine bağlı ve birbirinin sonucu olan, sonuçta da ihaleyi oluşturan unsurlar olup birinci ihale usulsüz yapılmışsa, ikinci ihale usulünce yapılmış olsun olmasın geçersiz olacağı, yani, ikinci ihale usulünce yapılsa dahi birinci ihalenin usulsüzlüğünün, doğal olarak ihalenin tümüyle geçersizliği sonucunu doğuracağı- İlk ihalede kavga çıktığı, ihalede kavga çıkmasının ihaleye katılımı azaltacağı belirtilerek ihalenin feshine karar verildiği görüldüğünden, ilk artırma usulsüz olup bu ihaleye sıkı sıkıya bağlı ikinci ihalenin usulünce yapılmış olması geçerli hale gelmesini sağlamayacağı- İlk ihalede kavga çıkması sebebiyle ilk ihale usulsüz gerçekleşmiş olduğundan iki artırmadan ilkinin geçersizliği ikincisinin yapılma olanağını da ortadan kaldırdığından yapılan ikinci ihalenin de geçersiz olduğu-
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin değişen ve süreklilik arz eden içtihatlarına göre de, yurt içinde adres gösterme koşulunun, ihalenin feshini isteyen üçüncü kişiler hakkında uygulanması gerektiği kabul edilmekte olup, takip dosyasında adresi mevcut olan alacaklı ve borçlu için anılan şartın aranmadığı-