Borçlu vekilinin adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Taşınmaz mal ihalesinde, ilgililere satış ilanının tebliğinin zorunlu olduğunu- Borçlu vekilinin satış ilanından daha önce haberdar olduğu yazılı bir belge ile kanıtlanamadığına göre ihale sırasında hazır bulunmasının sadece ihaleyi o tarihte öğrendiği anlamına geleceği ve ihaleyi geçerli hale getirmeyeceği, satış ilanının borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliğ edilmesi gerektiği-
Şikayetçinin dava konusu B.11/1-2-3-4 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davasının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı, açılan takibin mirasçılarına yöneltilemeyeceği; bu hususun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle takibin her aşamasında dikkate alınması gerektiği-
Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması nedeniyle ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerektiği-
Cebri ihaleye konu taşınmaz hissesinin tescilinin yasal olarak mümkün olmamakla birlikte, bu durumun ihalenin yapılmasından ve hatta kesinleşmesinden sonra alıcısı tarafından öğrenilmesi halinde, taşınmazın esaslı niteliğinde hata nedeniyle ihalenin feshini talep edilebileceği, tapuya tescili mümkün olmayan taşınmaz hissesinin satışına konu cebri ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği- 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun- 5578 sayılı Kanun ile değiştirilen- 8. maddesi gereğince, 2 hektardan küçük marjinal tarım arazilerindeki payın üçüncü kişilere satışı yapılamayacağından, İİK'nun 134/7. maddesi hükmü uyarınca ihalenin feshi gerektiği-
Dava açılmadan önce taşınmaz cebri icra ile satıldığına ve işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığına göre davanın konusu kalmadığı-
3. kişinin haciz konulan taşınmazın mülkiyetinin kendisine ait olduğu nedenine dayalı şikayet, bir hakkın yerine getirilmesine yönelik bulunduğundan İİK.nın 16/2. maddesi gereğince süreye tabi olmadığı-
Taşınmazın net fayda alanının, şartname ve ilanda belirtilen miktardan daha az olduğunun anlaşılması halinde, şartname ve ilanın gerçeğe aykırılığının söz konusu ise bu hususun irade fesadına yol açacağı-
Tasarrufun iptaline dair davanın açıldığı tarihte taşınmaz adına kayıtlı olan şikayetçinin tasarrufun iptali davasında taraf olmadığı ve bu nedenle görülen davada bu kişi hakkında her hangi bir hüküm de bulunmadığı anlaşıldığından, takipte taraf olmayan ve hakkında tasarrufun iptaline ilişkin verilmiş bir karar da bulunmayan bu kişiye ait taşınmaz üzerine haciz şerhi konularak cebri icra sureti ile ihale edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu- İhalenin feshini, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin talep edebileceği-
İcra dairesince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa, verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınacağı- Alacaklıya yanlışlıkla yapılan bir ödeme olmadığı için olayda İİK.nun 361. maddesinin ve yine koşulları olmadığı için İİK.nun 40. maddesinin uygulanma yeri olmadığı-