Haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz için 3. kişinin açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasının kabul edilip kesinleşmesi halinde dahi, haciz tarihindeki mülkiyet durumuna etkisi olmayacağı, tapudaki hacizlerin kaldırılması yönünde bir hüküm taşımaması halinde, tescil kararı hacizden sonra verildiğinden, haczin kaldırılması isteminin 3. kişinin genel mahkemede açacağı davada tartışılabileceği ve bu karar sebebiyle ihalenin feshine karar verilemeyeceği-
İhalenin feshi isteminin esastan reddine karar verilen şikayet konusu taşınmazın satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olduğu, borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edilmediği de gözetildiğinde, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, bu durumda İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden, borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçiler adına gönderilen satış ilanı tebligat zarfları üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak, satış ilanının tebliğe çıkarıldığı ve posta memuru tarafından Teb. K. mad. 21/2. gereğince, şikayetçilere tebliğ işleminin yapıldığı, bu durumda, satış ilanı tebliğ evrakı üzerinde; tebligatı çıkaran mercii tarafından Teb. K. mad. 23/1-8. ve Yön. mad. 16/2 kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini kendiliğinden Teb. K. mad. 21/2 uyarınca yapmış olmasının usulsüz olduğu, o halde, satış ilanının şikayetçilere usulüne uygun tebliğ edilmemiş olması İİK. mad. 127 gereğince başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğundan, mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
İhaleden önce, satışı yapılan menkul (menkuller) hakkında, kendi dosyasından satış avansını yatırarak satış isteminde bulunmayan haciz alacaklısının, ihalenin feshi davası açmasına yasal imkan olmadığı-
Taşınmaz satış ilanının yayımlandığı gazetenin günlük satış adetinin 50.000'in üstünde olduğu ve satış kararı doğrultusunda usulüne uygun gazete ilanının yapılmış olduğu-
Borçlunun ihalenin feshi davasına konu etmediği parsel yönünden de para cezasına mahkûm edilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçi ihalenin feshi için İİK.nun 134/2. madde gereğince ihaleden itibaren yedi gün içinde şikayette bulunmadığından, ihalenin feshi isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi ve İİK.nun 134/2. maddesine göre işin esasına girilmemesi nedeniyle borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmemesi gerekirken borçlunun para cezası ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Satış ilanı tebligatı, şikayetçi vekili adına çıkartılmış olup, daimi çalışan şirketin evrak memuruna tebliğ edildi şerhi ile 10/07/2015 tarihinde tebliğ edildiği ancak muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin tebligatın doğrudan çalışana yapıldığı anlaşılmakla yapılan tebligatın yasal düzenleme ve yönetmelik hükümlerine aykırı olup, borçlu vekiline yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğu-
Satış bedellerinin, muhammen bedellerinin üzerinde olduğu, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olduğu, anılan taşınmazlar hakkında, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına bu nedenle girilmemiş olacağından, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-
Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesinin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edeceği, ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi halinde para cezasına hükmolunamayacağı-